bir sebep daha... Joey ile ayrılık kararımı verdiren bir sebep daha vardı. | Open Subtitles | كان هناك سبب آخر دعاني للتفكير بأنه حان الوقت لإنْهاء علاقتي مَع جوي |
Şortun neden kötü bir fikir olduğuna bir sebep daha. | Open Subtitles | هذا سبب آخر يوضح أن السراويل الطويلة كانت فكرة سيئة |
Bu hafta sonu denemelere katılman için bir sebep daha. | Open Subtitles | ذلك سبب آخر بأنك يجب ان تختبر فى عطلة نهاية الأسبوع هذه |
Birbirinizi güvende tutmak istemeniz için bir sebep daha. | Open Subtitles | وهذا سبب إضافي لترغبون بإبقاء بعضكم بأمان |
Joey ile ayrılık kararımı verdiren bir sebep daha vardı. | Open Subtitles | كان هناك سبب اخر دعاني للتفكير بأنه حان الوقت لانهاء علاقتي معا جوي |
Bunu yapmak için bir sebep daha. | Open Subtitles | هذا سبب أكبر للقيام بذلك الأمر |
- Onu kurtarmak için bir sebep daha. - Kurtar onu? | Open Subtitles | و هذه أسباب أخرى لإنقاذه إنقاذه ؟ |
Erken sosyal becerilerini geliştirmeye başlamak için bir sebep daha. | Open Subtitles | و هذه أسباب إضافية لبدء تطوير مهاراتهم مسبقاً |
Joey ile ayrılık kararını verdiren bir sebep daha vardı. | Open Subtitles | هنالك سبب آخر جعلني أدرك أنه حان الوقت لانهاء علاقتي بجووي |
Joey ile ayrılık kararını verdiren bir sebep daha vardı. | Open Subtitles | هنالك سبب آخر جعلني أدرك أنه حان الوقت لإنهاء علاقتي بجووي |
Bu hafta sonu denemelere katılman için bir sebep daha. | Open Subtitles | ذلك سبب آخر بأنك يجب ان تختبر فى عطلة نهاية الأسبوع هذه |
Ciğeri ziyan etmemek için bir sebep daha. | Open Subtitles | و هذا سبب آخر لكي لا تتخلصي من كبد الدجاج |
İngilizce'yi asmayı bırakman için bir sebep daha. | Open Subtitles | سبب آخر يجعلك يجب أن تتوقف عن تفويت دروس الإنجليزية |
Erken gelmen için bir sebep daha. Gelen kutu çok büyük. | Open Subtitles | و سبب آخر لك لأن تأتي مبكرًا، أنها علبة كبيرة |
İşte benden önce ölmen için bir sebep daha. | Open Subtitles | وهو سبب إضافي يدعم إحتمال أنّك ستموت قبلي. |
Bu gerçekten de Tanrıların takdiri ise, onlardan uzaklaşmak için bir sebep daha çıktı ortaya demektir. | Open Subtitles | إن كانت هذه بالتأكيد إرادة الآلهه فهذا سبب إضافي لهجرهم |
İşte bu şehri dize getirmek için bir sebep daha. | Open Subtitles | وهذا سبب إضافي لتحقيق هذه المدينة تجثو على ركبتيها. |
Mesela, babam öldüğünde üzülmemek için bir sebep daha buldum ben az önce. | Open Subtitles | مثال انا وجدت سبب اخر لكي لا اكون حزين عندما يموت أبي |
Gelmen için bir sebep daha. Bu yüzden buradayız oğlum. | Open Subtitles | اذا فهذا سبب اخر لكي تاتي معنا الان هذا سبب وجودنا هنا |
Onu yakın tutmak için bir sebep daha işte. | Open Subtitles | -وذلك سبب أكبر لتبقيها قريبةً منكَ |
İtiraf etmek için bir sebep daha. | Open Subtitles | هذه أسباب أخرى للإعتراف |
Teklifi düşünmek için bir sebep daha. | Open Subtitles | وهذه أسباب إضافية للتفكير في العرض |
Evet, bütün görüşmeleri benim yapmam için bir sebep daha. | Open Subtitles | أجل سبب أخر أني يجب أن أتعامل مع التفاوض |
- El altındaki beyin cerrahım olman için bir sebep daha işte. | Open Subtitles | وهذا سبب يعزز غدوّك جرّاح الأعصاب الملبي لي. |
Adam'ın kaçması için bir sebep daha. | Open Subtitles | وهذا سيكون سببا اخر لهروب ادم |