Çok geçmeden, Ukon gemiyle bir seyahate çıkmaya karar verdi. | Open Subtitles | قبل ذلك بفترة, يوكن أُمر يوكن بأن ينطلق في رحلة بحرية. |
Seninle özel bir seyahate çıkacağımızı biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أتعرفين أننا سنذهب في رحلة مميزة أليس كذلك نعم |
Oğlum çok üzüldü tabii ama ona annesinin uzun bir seyahate çıktığını ve daha sonra onu görebileceğini söyledim. | Open Subtitles | الفتى كان غاضباً بالطبع لكني أخبرته بأن أمه ذهبت في رحلة طويلة وأنه سيراها لاحقاً |
Erkek arkadaşım ve be bugün çok özel bir seyahate çıkıyoruz da. | Open Subtitles | أنا وعشيقي سنذهب في رحلة مميزة هذا الصباح |
Aslında Tony, onda Serebral Palsi var ve ona makası verdiğimde önce birlikte, parmaklarını boşluklara nasıl sokacağını, makası ve kağıdı nasıl tutacağını öğreneceği öğretici bir seyahate çıktık. | Open Subtitles | لكنّ (توني) لديهِ شللٌ مخي وحينَ أعطيتُهُ المقص ذهبنا في رحلةٍ معاً |
Şu cekete bakıyordum. Erkek arkadaşım ve be bugün çok özel bir seyahate çıkıyoruz da. | Open Subtitles | أنا وعشيقي سنذهب في رحلة مميزة هذا الصباح |
Çocuk, bir gün köyünü terk etti ve talihsiz bir seyahate çıktı. | Open Subtitles | في يوم ما، غادر الصبي القرية في رحلة دون وجهة معينة |
Yurt dışına ufak bir seyahate gidiyoruz. | Open Subtitles | حسنا كلنا سنذهب في رحلة صغيرة خارج البلاد. |
İkinizin iç dünyasına derin ruhani bir seyahate çıkacağız ve hiç bir şey dikkatinizi dağıtmamalı. | Open Subtitles | نحن على وشك الذهاب في رحلة روحانية عميقة نحو العالم الداخلي الذي ،تتشاركانه أنتما الاثنين |
Ölçü çizgisinin tiranlığından kendimizi kurtararak ritmi zaman açısından görselleştirebiliriz ve çarkı bir kez çevirmek, bizi dünyada müziksel bir seyahate çıkarabilir. | TED | بتحريرنا من استبداد خط الخانات الموسيقية ، يمكننا تخيل الإيقاع من ناحية الزمن، و استدارة بسيطة للعجلة، يمكنها أن تأخذنا في رحلة موسيقية حول العالم. |
Babam bir seyahate çıkıyordu, neresi hatırlamıyorum. | Open Subtitles | كان أبي راحل في رحلة لا أتذكر إلى أين |
bana bir neden göster kısa bir seyahate yollayalım, beklentileri boşa çıktı serveti dondu, yeri belirlendi dünyanın sonumu yaklaştı, whoopee! | Open Subtitles | أعطني سبباً كافياً # كي أرسله ليحزم حقائبه # للذهاب في رحلة بلا عودة إذن توقعاته خابت # |
Tali, neden ufak bir seyahate çıkmıyoruz? | Open Subtitles | تالي، لمَ لا نذهب في رحلة صغيرة؟ |
Hollywood diyarını bulmak için bir seyahate çıkmalısın | Open Subtitles | يجب أن تذهب في رحلة* *"لتجد أرض "هوليوود |
Sanki bana, başka bir seyahate çıkmışsın gibi geliyor. | Open Subtitles | يبدو لي بأنك فقط في رحلة أخرى. |
bir seyahate çıkmıştın, şimdi eve dönüyoruz. | Open Subtitles | لقد كنت في رحلة والآن سنعود إلى المنزل |
bir seyahate falan çık, kafanı dinle biraz! | Open Subtitles | اذهب في رحلة او شئ ما ابتعد قليلا |
Ve bir seyahate çıkıyorsunuz. Hayat boyu sürek olan bir seyahat. | Open Subtitles | وانتم تسيرون في رحلة رحلة عمر طويلة |
Gökyüzünün ötesinde dur... Haydi çıkalım bir seyahate... | Open Subtitles | فدعنا نذهب في رحلة* *منتهاها آخر السّماء |
Gökyüzünün ötesinde dur... Haydi çıkalım bir seyahate... | Open Subtitles | فدعنا نذهب في رحلة* *منتهاها آخر السّماء |
Şimdi rahatlayın ve Duke Silver ÜçIü'sünün sizi kendi içinizde bir seyahate çıkarmasına izin verin. | Open Subtitles | الآن استرخوا، ودعوا قطعة (دوك سيلفر) الموسيقية تأخذكم في رحلةٍ صغيرة... |