"bir soruna" - Traduction Turc en Arabe

    • مشكلة
        
    • مُشكله
        
    • و اسأل سؤالاً
        
    • مشكلا
        
    • مشاكل و
        
    • للمشكلة من
        
    Bu da bir soruna yol açtı. Çünkü ultraviyole ışık cilde zarar verebilse de aynı zamanda önemli bir faydası da vardır. TED وقد شكّل هذا مشكلة لأنه على الرغم من أن الأشعة فوق البنفسجية قد تدمر البشرة، إلا أنها تمتلك منافع مهمة ومماثلة كذلك.
    Ellerimi sonunda çözebileceğim bir soruna bulaştırmak harika bir duygu. Open Subtitles شعور رائع أن أضع يدي أخيرًا على مشكلة يمكنني حلها.
    Orada da başka bir soruna neden olduktan sonra, tekrar nakli istenir. Open Subtitles بعد احداث مشكلة هناك مرة أخرى ، أنهم يطلبون نقله مرة أخرى
    Yeşil Yaban Arısı ve maskeli ortağının eylemi bugün Güney Bölgesi'nde büyük bir soruna yol açtı. Open Subtitles لقد بدأ "الدبور الأخضر" ونظيره المُقنع مُشكله كبيره فى المدينه اليوم.
    Sonunda büyük bir soruna cevap vereceğim. Open Subtitles اعطني الأجوبة و اسأل سؤالاً كبيراً بالنهاية
    Ki bu bir soruna yol açar, çünkü biliyorsun, plütonyum. Open Subtitles مما يسبب مشكلا بسبب، أنت تعلم، البلوتونيوم
    Bek, eğer herhangi bir soruna sebep olursa, hallederiz. Open Subtitles أنظر,لو سبب أي مشاكل و انه ليس المطلوب سوف نتعامل معه
    Asya filosundayken, yerliler bir soruna dışarıdan ürpertiyi denerdi. Open Subtitles عندما كنت في الاسطول الاسيوي كانوا ينظروا للمشكلة من الخارج لكي يستطيعوا أن ينظروا لها بشكل أفضل
    Bu elbette o an için harika bir fikir ama sorun şu ki biz bunu yapmaya devam ettikçe başka bir soruna neden oluyoruz. TED وبالطبع فإن تلك الفكرة رائعة في لحظتها، لكن التحدي يكمن، ونحن نواصل القيام بذلك، في أننا سوف نُسبب مشكلة.
    Yeri doldurulamaz bir şeyi mahvedecek bir probleme veya hayatımızı tamamen değiştirebilecek bir soruna bir nefes kadar uzakta olduğumuzu kabul etmek hepimiz için çok zor. TED إنها فكرة صعبة، لتقبل أننا كلنا بعيدين بمقدار شعرة، عن مشكلة قد تدمر شيئاً لا يمكن استبداله، أو أن تغير حياتنا كلياً.
    Fabrikaların dağılması da başka bir soruna neden oluyor: iş gücü istismarı. TED توزيع المصانع يولد مشكلة أخرى أيضًا: الإساءة للعمال.
    Bay Grey'in, aşırı derecede küstah, ciddi bir soruna dönüşebilecek, bir baş belası olduğunu, düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد أن السيد رمادي متغطرس ومزعج جدا ويمكن أن يتحول الى مشكلة
    Bu bir soruna dikkati çekmenin kapalı bir yoludur. Open Subtitles لكى يحصل على ساحة لكى يحل أى قضية عالقة إنه طريق سرى, إذا فعلت سوف ترتدى مشكلة كبيرة
    Bana cevapları ver. Sonunda büyük bir soruna cevap vereceğim. Open Subtitles اعطني الأجوبة و اسأل سؤالاً كبيراً بالنهاية
    Ama psikosomatik bir soruna nasıl müdahale etmeliyim? Open Subtitles لكن كيف أعالج مشكلا نفسيا؟
    Herhangi bir soruna neden olmak istemiyoruz. Open Subtitles نحن لا نريد تسبيب أية مشاكل و (هوب)...
    Asya filosundayken, yerliler bir soruna dışarıdan ürpertiyi denerdi. Open Subtitles عندما كنت في الاسطول الاسيوي كانوا ينظروا للمشكلة من الخارج لكي يستطيعوا أن ينظروا لها بشكل أفضل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus