İşlemediğim bir suçun cezası olarak, Duvar'da yaşayıp ölme fırsatına mı? | Open Subtitles | فرصة للعيش و الموت عند الحائط عقابا لي على جريمة لم أرتكبها ؟ |
Bir İngiliz subayı bir İskoç'u işlenmiş bir suçun kanıtı olmadığı sürece zorlayamaz. | Open Subtitles | ضابط إنجليزي لا يمكن إجبار شخص اسكتلندي ما لم يكن هناك دليل على جريمة قد ارتكبت |
Buna benzer bir suçun gerçekleştiğine dair hiç bir kayıt yok mu? | Open Subtitles | وليس هناك أي سجل لمثل هذه الجريمة التي وقعت بالفعل؟ |
Çok fazla insan daha ciddi bir suçun işlendiğini biliyor. | Open Subtitles | الكثير من الناس يعرفون بالفعل جدية الجريمة التي اٌرتكبت. |
Önemli bir suçun soruşturmasına engel oldunuz. | Open Subtitles | أنت اعقت التحقيق فى جريمة عقوبتها الاعدام |
Korkuyor çünkü işlediği bir suçun kanıtı bende. | Open Subtitles | إنه خائف لأنني أملك دليلاً على جريمة ارتكبها |
Bir sulh hakimi olarak şüphesiz böyle bir suçun cezasının farkında mısınız? | Open Subtitles | بصفتكَ قاضياً لاشك أنكَ على علم بالعقوبة على جريمة كهذه؟ |
ama gene de bir suçun cezası temyizde haklı bulunmadı ve hükûmet şu an Rogianni'nin ölüm cezasını hafifletmeyi düşünüyor. | Open Subtitles | الإدانة على جريمة واحدة قد أسقطت بدعوى الإستئناف. والحكومة تدرس الآن. تخفيف عقوبة الإعدام على "راجياني". |
Atticus hakimdi ve bir suçun ört basına yardım etti. | Open Subtitles | آتيكوس" موظف في المحكمة" و هو يقوم بمؤامرة في سبيل التغطية على جريمة قتل |
"bir suçun ilk tanığı." | Open Subtitles | -أول شاهد عيان على جريمة" " |
Elizabeth'i korumak için işlediğin bir suçun, hapse girmesine neden olmasına izin mi vereceksin? | Open Subtitles | (هل ستترك الجريمة التي فعلتها من أجل حماية (اليزابيث تكون سببا في دخولها السجن؟ مثل اهتمامك أنت |
Dediğiniz gibi, kesin olarak bir suçun işlendiğini söyleyemeyiz. | Open Subtitles | كما قلت، لا يمكننا الجزم بأن جريمة قد تم ارتكابها |