Bence hazır adamlar buralarda dolanırken onlara bir sunum hazırlayıp sınırlarını zorlamalıyız. | Open Subtitles | وأظن أن علينا تجهيز عرض تقديمي بينما موظفيهم موجودين هنا. لنحمّسهم. |
Belki bir dahaki sefer daha uzun bir sunum yapmalıyız. | Open Subtitles | حسناً، ربّما علينا أنْ نقدّم عرض تقديمي أطول في المرّة القادمة. |
Bu klasik şiirlerin içinden bir şiir seçmenizi ve bu şiirin, neden hâlâ güncel kalabildiğini gösteren bir sunum hazırlamanızı istiyorum. | Open Subtitles | أردتكم أن تختاروا قصيدةً من هذه القصائد الكلاسيكية وجهّزوا عرضاً تقديمياً عن السبب |
Bunlarla beraber mahkeme için bir sunum hazırlıyorum. | Open Subtitles | وهو متطابق مع (تافت) أنا أجهز عرضاً تقديمياً لأجل المحكمة |
Kocası John, kurulunuza bir sunum yapmış ama fon talebi reddedilmiş. | Open Subtitles | -وسوف أخرجه -زوجها "جون " أعطي تقديم لمجلس إدارتك اليوم، لكن تم رفض تمويله |
Kocası John, kurulunuza bir sunum yapmış ama fon talebi reddedilmiş. | Open Subtitles | -وسوف أخرجه -زوجها "جون " أعطي تقديم لمجلس إدارتك اليوم، لكن تم رفض تمويله |
Hikâye Moskova’nın edebi alandan iki elit üyesinin karşılaşmasının Woland adındaki yabancı bir beyefendi tarafından kesilmesiyle başlıyor. Woland kendini kara büyü hakkında bir sunum yapmak için davet edilen yabancı bir bilgin olarak tanıtıyor. | TED | تبدأ القصة في اجتماع لاثنين من نخبة أدباء موسكو يقاطعه نبيلٌ غريب يدعى وولاند الذي يقدم نفسه على أنه باحثٌ أجنبي مدعوٌ لإلقاء عرض تقديمي عن السحر الأسود. |
Belli ki sen ve bölümün ortaya etkileyici bir sunum çıkarmış. | Open Subtitles | أنت و قسمك وضعتم عرض تقديمي مذهل |
Bu yüzden bir sunum hazırlamıştım. | Open Subtitles | لذلك أنا أعددت عرض تقديمي |