Bir söylentiye göre Chris'in çok kilit bir tanığı varmış. | Open Subtitles | يوجد تلك تتداور تقول بأن ، كريس لديه شاهد قاتل |
Golf kulübündeki dolabında... avcı bıçağı gören bir tanığı var. | Open Subtitles | لديه شاهد يدّعي أنه شاهد سكّين صيد في خزنتك بالنادي الريفي |
Savunma için davanın yeniden açılmasını istiyorum. bir tanığı yeniden çağırmak istiyoruz. | Open Subtitles | اٍننى أطلب اعادة فتح القضية مرة أخرى للدفاع و أن أستدعى أحد الشهود مرة أخرى |
Federal düzeyde bir tanığı öldürmeye teşebbüs... Bu günlerde cezası ne bunun? | Open Subtitles | محاولة قتل أحد الشهود الفيدرالية ، ما العقاب؟ |
Evet. Çok sağlam bir tanığı var. | Open Subtitles | حسن, لديها عذر غياب |
Oysa davacının tek bir tanığı var. | Open Subtitles | بينما الإدعاء لديه شاهد واحد فقط |
Cameron'ın bir tanığı olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت بأن (كاميرون) لديه شاهد |
Cameron'ın bir tanığı olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أن (كاميرون) لديه شاهد |
Sanık, şerifin silahını aldı, ...bir tanığı öldürdü sonra da kendini öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | وقد أخذ المُدعى عليه سلاح المأمور وقتل أحد الشهود ثم حاول إطلاق النار على نفسه |
Bu sefer, yine de, ...bir tanığı ifade vermeye zorlayamam, oturan valiyi rahat bırakalım. | Open Subtitles | و في هذه الحالة ؛ و مهما يكنْ لا أستطيع إجبار شهادة أحد الشهود و ناهيكَ عن الجلوس مع الحاكم |
Onun da bir tanığı yok. | Open Subtitles | ليس لديها عذر أيضاً |
Sağlam bir tanığı var. | Open Subtitles | لديها عذر محكم - جريمة قتل؟ |
Savunmanın tek bir tanığı var, Sayın Başkan. | Open Subtitles | الدفاع له شاهد واحد فقط .. سيدي الرئيس. |
Savunmanın sadece bir tanığı var, Sayın Başkan. | Open Subtitles | الدفاع له شاهد واحد فقط .. سيدي الرئيس. |