Bu nikahı mükemmel hale getirecek bir tek şey var | Open Subtitles | هناك شيء واحد سيجعل هذا الزفاف مكتمل الأتقان. |
Tekrar ediyorum, bunu düzeltmek için yapabileceğim bir tek şey var. | Open Subtitles | أعيد، هناك شيء واحد أقوَ على فعله ليفي بالغرض، عليّ رؤية الفتاة |
Bağımlılar konusunda güvenebileceğin bir tek şey var. | Open Subtitles | : هناك شيء واحد تستطيعين إعتماده مع المدمنين |
Önemli olan bir tek şey var: | Open Subtitles | أنني أهتم بشيء واحد فقط: |
lsınmak için yapabileceğim bir tek şey var o da seni düşünmek. | Open Subtitles | والمكان الوحيد الذي أجد فيه الدفء هو عندما أفكر بك |
Ne Avrupa'daki mezattan ne de dünya üzerindeki herhangi bir çarşıdan... alamayacağın bir tek şey var. | Open Subtitles | يوجد شئ واحد لا يمكن شراؤه من أوروبا أو أى مكان فى العالم |
Aklımı kurcalayan bir tek şey var... ve söylemeden edemeyeceğim. | Open Subtitles | هناك أمر واحد فقط يزعجنى و سأقوله الان |
Bizi uyarmadığın bir tek şey var -- o da kan sinekleri. | Open Subtitles | شىء واحد لم تحذرينى منه ... الذباب الصغير |
Bu durumda, yapabileceğimiz bir tek şey var. | Open Subtitles | في هذه الحالة, هناك شيء واحد فقط نستطيع فعله. |
Bak, beni duygulandıran bir tek şey var onun da üzerinde oturuyorum. | Open Subtitles | أنظر، هناك شيء واحد أكون عاطفياً بشأنه... وأَنا جالس عليه. |
Hayır, yapılacak bir tek şey var. | Open Subtitles | لا، هناك شيء واحد فقط يمكنني عمله |
Eksik olan bir tek şey var. | Open Subtitles | هناك شيء واحد فقط مفقود |
Ama, emin olduğum bir tek şey var. | Open Subtitles | لكن هناك شيء واحد أنا متأكّد. |
Senden istediğim bir tek şey var. | Open Subtitles | هناك شيء واحد فقط أُريدُ منك. |
Senden istediğim bir tek şey var, JoJo. | Open Subtitles | هناك شيء واحد اريده منك جو |
Ancak sizden istediğim bir tek şey var;... | Open Subtitles | لكن هناك شيء واحد أريده منك, |
Önemli olan bir tek şey var: | Open Subtitles | أنني أهتم بشيء واحد فقط: |
Isınmak için yapabileceğim bir tek şey var o da seni düşünmek. | Open Subtitles | والمكان الوحيد الذي أجد فيه الدفء هو عندما أفكر بك |
Ne Avrupa'daki mezattan ne de dünya üzerindeki herhangi bir çarşıdan... alamayacağın bir tek şey var. | Open Subtitles | يوجد شئ واحد لا يمكن شراؤه من أوروبا أو أى مكان فى العالم |
Önce sadece... sadece icabına bakılacak bir tek şey var. | Open Subtitles | فقط... هناك أمر واحد فقط يجب الأعتناء به اولا |
Bizi uyarmadığın bir tek şey var -- o da kan sinekleri. | Open Subtitles | شىء واحد لم تحذرينا منه... هذا الذباب الدموي |