Sadece benim için bir telefonu olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | قال بأنه كان لديه هاتف مخصّص لي فقط. |
Julio'nun izlenemeyen bir telefonu olmalı. | Open Subtitles | لابد أن " خوليو " لديه هاتف لا يتتبع |
Kendine ait bir telefonu vardı. | Open Subtitles | كان لديه هاتف شخصي |
- Zaten bir telefonu var. | Open Subtitles | -إذن؟ -إذن كان لديه هاتف بالفعل |
Michael'ın ikinci bir telefonu varmış | Open Subtitles | تبين أن مايكل لديه هاتف ثاني |
Kesişen teknolojileri düşündükçe -- herkesin kameralı bir telefonu var -- bunu her yerde kullanabiliriz, ister sağlık hizmetlerinde, hasta bakımında, mühendislikte, hukukta, konferanslarda ister video tercümesinde. | TED | عند تفكيرنا بالتكنولوجيات المتقاطعة -- الجميع لديه هاتف نقال بكاميرا -- نستطيع أن نستخدم هذه الأداة بكل مكان، سواء كان الرعاية الصحية أو رعاية المريض أو الهندسة أو القانون أو المؤتمرات أو ترجمة الفيديوهات. |
O zaman ikinci bir telefonu daha olmalı. | Open Subtitles | لماذا؟ -لابدّ أنّ لديه هاتف ثانٍ . |
Başka bir telefonu daha var. | Open Subtitles | لديه هاتف آخر. |