yani siz bir tenis raketi veya beyzbol sopası sallayabilirsiniz. | TED | إذ يمكنكم استخدامه كمضرب التنس أو البيس بول |
bir tenis kortu bir de bahçe yaptırırsan, aldığından çok daha fazlasına satarsın. | Open Subtitles | أعتقد مع ملعب التنس والشتل ستحصل على أكثر بكثير مما دفعته |
Jessie'nin kardeşi Neal, trenden bir tenis oyuncusu nasıl görünür hatırlamaya çalışarak inmişti. | Open Subtitles | شقيق جيسي نيل عقب نزوله من القطار أحاولأنأتذكركيف يبدولاعب التنس الفائز بكأس ديفيز للتنس |
- Orada bir tenis ayakkabısı mı ne vardı; hatırlıyorum, ses çıkarıyordu. | Open Subtitles | أتذكر كان هنالك حذاء تنس أو ما شابه .. كان يخرج صوتاً |
Yukarıdaki çizgi, küçük bir tenis topuna benzeyene dek sürekli yemek yiyen genetik olarak obez bir farenin vücut ağırlığını gösteriyor. | TED | المنحنى العلوي يبين وزن الجسم لفأر سمين بالوراثة يأكل بدون توقف, حتى تحول إلى كرة تنس سمينة مغطاه بالفرو. |
Şimdi, eğer barsakları bir düşünecek olursanız onları uç uca koyabilseniz 40 m uzunluğu gelirlerdi. bir tenis kortunun uzunluğu kadar. | TED | الان ان فكرت بأحشائك اي ان كان بالامكان مدها فهي ستصل الى طول 40 متر كطول ملعب تنس |
Milos, emin ol çok beceriksiz bir tenis oyuncusu olduğunu kimseye söylemeyeceğim. | Open Subtitles | ميلوش، أؤكد لك بأني لم أعتزم اخبار أي أحد بشأن ضعف مستواك في لعب التنس. |
Belirgin bir şekilde hatırlıyorum zorla kaçırıp, koli bandıyla sardınız ve ağzıma bir tenis topu koydunuz. | Open Subtitles | لقد اختطفتني وقيدتني ووضعت كرة التنس في فمي |
Ve onu şirket pikniğine çağırdım. Faydalı bir tenis oyuncusu | Open Subtitles | ودعوتها للخروج معى لمباراة التنس فهى لاعبه جيده |
Kesintilerden sonra, 290. bir tenis ayakkabısının fiyatı. | Open Subtitles | وفقاً للتّخفيضات، فانّ 290 هو سعر أحذية التنس |
Söyledim ya. bir tenis turnuvasında yiyecek dağıtacak. - Bundan sonra bir iş bulacak mı? | Open Subtitles | . هى تقوم بتوريد الأطعمة فى بطولة التنس هل ستحصل على عمل بعد ذلك ؟ |
Birbirimizi iyi tanımamız için bir tenis maçı istedin. | Open Subtitles | فجأة تقول بأنك تريد أن تلعب التنس لذا يمكننا أن نعرف بعضنا بشكل أفضل |
bir tenis kortu vardı, daha doğrusu bir tenis kortunun hayaleti, çizgileri silinmiş ve filesi parçalanmıştı. | Open Subtitles | كان هناك ملعب تنس أو بالأحرى شبح لملعب تنس بعلامات أرضيه باهتة وشبكة متدلية |
Sanki bir tenis ayakkabısı yuttun ve bağcıkları dışarı sarkıyor. | Open Subtitles | يبدو وكانك ابتلعت كرة تنس ان لعابك يتدلى |
14 yaşındaki bir tenis yıldızı eroin yüzünden böyle hızla büyütülmemeli! | Open Subtitles | نجم تنس بعمر 14 عام ما كان يجب أن يعتاد الهيرويين بأية حال |
Yapılması için kullanılan çimento bir tenis kortunda kullanılana eş değer. | Open Subtitles | سيستهلك أسمنتاً بقدر ما يستهلكه ملعب تنس من الحجم الاعتيادي |
Bu kadar şeye bir tenis kortu için katlandığımıza inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أننا مررنا بكل هذا لنحصل على ملعب تنس في النهاية |
-Ben zavallı Springer'i bir tenis raketi için öldüreceklerini hiç düşünemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أن أيا كان يـــود قتل ً سبرينغــر ً الكبيرة المسكينة من أجل مضرب تنس |
Bu sadece basit bir tenis oyunu. | Open Subtitles | لا شيء أكثر من لعبة ودية للتنس |
Daha sonra, bir tenis koçu varmış... | Open Subtitles | و منذ ذلك الحين, وَظَّف مدربة للتنس |