Bir çok kişi buradan bir torbada çıkmıştır. | Open Subtitles | الكثير من الناس قد حُملوا من هنا في كيس |
Kumaş bir torbada kaynatılmış puding. | Open Subtitles | مازالت حلوى دقيق مغلية في كيس قماش |
Küçük Nemo'larımız su sızdıran bir torbada yüzüyormuş. | Open Subtitles | كانت أسماكنا تسبح في كيس مثقوباً |
Evli, sayılan, sevilen biri. Ama 13 katilin yanında, sualtında bir torbada bulundu. | Open Subtitles | متزوّج، محبوب ومحترم ولكنه وُجد بكيس تحت البحر مع 13 قاتلاً |
Polisin cesedi kilitli, hava geçirmez bir torbada tutuluyor. | Open Subtitles | حبسوا جثة الشرطي بكيس محكم |
Hayır. "Kaybettim." bir torbada tutuyordum, bir yere koydum sonra almak için tekrar gitti koyduğum yere, koyduğum yerde değildi. | Open Subtitles | لا، "أضعتهم" كانوا في كيس ووضعته ثم عندما عدت لأخذه لم يكن حيث وضعته |
-Ayrı bir torbada, tamam mı? | Open Subtitles | أنها في كيس منفصل. |
- bir torbada yumurtalar. | Open Subtitles | بيضٌ في كيس |