| bir uçağa bindim ve Goose Bay, Labrodar'a gittim, bu başka bir hikaye, değil mi? | TED | ركبت في طائرة و غادرت الى غوز باي، لابرادور، و هي قصة أخرى، اليس كذلك؟ |
| Sonra seni hava alanına götürüp gerçek ticari bir uçağa yerleştireceğim. | Open Subtitles | سوف أقوم بتوصيلك للمطار و أضعك في طائرة تجارية كبيرة |
| Diyelimki $350 million değerinde bir uçağa bir pilot vermem gerek. | Open Subtitles | أقول بأنني لو أرسلت طيّاراً على طائرة كلفتها 350 مليون دولا |
| Doktor, Afganistan üzerinde bir uçağa pilotluk yaparken düştüğünü söyledi. | Open Subtitles | الطبيب أخبرني بأنّك سقطت حينما كنت تقود طائرة في سماء أفغانستان |
| Rusty'yi hallederler, ... hemen bir uçağa atlarlar, iki saat sonra Atlantik üzerinde olurlar. | Open Subtitles | يعودون على متن طائرة عبر المحيط الأطلسي بعد ساعتين |
| Beni kahrolası bir uçağa götür! | Open Subtitles | داني هيا أوصلني لطائرتي سريعا |
| Acilen sahil kıyılarına giden bir uçağa binmeliyim. | Open Subtitles | ينبغي عليّ أن أصعد على متن الطائرة إلى الساحل في الحال |
| Torbacının ayarladığı bir uçağa nasıl binersin? | Open Subtitles | كيف تريدنا أن نحلق في طائرة مزودك بالماريخوانا؟ |
| Tabi, bu çok mantıklı. Nijerya'dan bir uçağa binmiş. | Open Subtitles | يقلع في طائرة بنيجيريا و نحن في وسط جنوب المحيط الهادي |
| Eğer Kanada'ya geri dönmüş olsaydın bir uçağa atlar, seni takip ederdik. | Open Subtitles | ،إذا انتقلت في يومٍ ما الى كندا سنتقفز في طائرة ، ونتبع اثركِ |
| Gerçek bir uçağa binene kadar bekle! Sen bile şaşıracaksın! | Open Subtitles | إنتظر حتى أجلس في طائرة حقيقية سأهزم نتيجتك |
| bir uçağa binip çok uzaklara giderek Doktorun bana ulaşamayacağı | Open Subtitles | اريد أن أطير في طائرة لـ 13 ساعة دون أن أقلق أني لا أستطيع أن أصل لطبيبي |
| Tatilini yarıda bırakıp, bir uçağa binip kendini burada bulan bir Amerikalıyım. | Open Subtitles | أنا فقط مواطن أمريكي خُربت عطلته ووضعوه على طائرة وأرسلوه إلى هنا |
| Hemen sonra annemi bir uçağa bindirip, yurt dışına göndermiş. | Open Subtitles | سى جى وضع والدتى على طائرة و أرسلها عبر البلاد |
| Hiçbir zaman bir uçağa bir kadınla geç kalma. | Open Subtitles | أرأيت؟ لا تتأخر أبداً على طائرة وأنت بصحبة فتاة |
| Bu Nijeryalı öğrenci Londra'da eğitim görmüş, Yemen'de yetişmiş. Amerika'ya saldırmak için Amsterdam'dan bir uçağa binmiş. | TED | هذا الطالب النيجيري درس في لندن ، تدرب فى اليمن ، سافر على طائرة في أمستردام ليهاجم أمريكا . |
| Bir tanesi İngiliz bir kız öğrenciydi. Londra Heathrow havalimanından kalkan bir uçağa binmiş ve IŞİD'e katılabilmek üzere Suriye'ye gitmeyi denemişti. | TED | كانت إحداها طالبة مدرسة إنكليزية التي سُحبت من طائرة في مطار هيثرو اللندني بينما كانت تحاول السفر إلى سوريا للانضمام لتنظيم الدولة الإسلامية في العراق والشام. |
| Rus araştırmacıların elde ettiği bulgulara göre, Rus silahlı kuvvetleri üyeleri bir çift inek çalmış ve bir uçağa koymuşlar. | Open Subtitles | وفقا للنتائج من المحققين الروس عدد من الروس المسلحين سرقوا زوجين من الابقار ووضعوها على متن طائرة |
| bir uçağa binmiştim ve uçakta Hasidik Yahudi bir adam vardı, koltuğunun altına kocaman bir çanta koymaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كنتُ على متن طائرة و كان هناك رجل يهودي متشدد يُحاول أن يضع حقيبة ضخمة تحت المقعد |
| Beni kahrolası bir uçağa götür! | Open Subtitles | داني هيا أوصلني لطائرتي سريعا |
| Bak ne diyeceğim. Benimle bir uçağa atlasana. | Open Subtitles | حسنا ، سأقول شيئاً أصعدي على متن الطائرة معي |
| Bir Hintli, bir Fransız ve papa bir uçağa binmişler. | Open Subtitles | إذن ، هندى وفرنسى ومعهم البابا على متن طائره واحده |
| Hala, neden başarılı bir hukuk şirketi patronunun, bir İngiliz anahtarını küçük bir uçağa sokacağını açıklamıyor. | Open Subtitles | لازلت لا أفهم لماذا رئيس شركة محاماة ناجحة سيجلب مفك براغي على متن طائرة صغيرة |
| Yolcu olmayan, kurtarma ekibinden olmayan biri yanan bir uçağa girip beni çıkardı ve kayboldu, hı? | Open Subtitles | ليس من المسافرين .. ولا رجال الإنقاذ.. يدخل إلى طائرة تحترق |
| bir uçağa binip, tüm dünyanın peşinden gelmesini sağlayamazsın! | Open Subtitles | لا يمكنك أن تركب طائرة فقط وتطلب أن يسير العالم باسره بصورة جيدة |