Öyle olsaydı, bir uzay gemisiyle değil sadece uçaklarla gelirlerdi. | Open Subtitles | انهم لايريدون القدوم في سفينة فضائية انهم يأتون بالطائرات |
Büyük bir uzay gemisiyle yukari çikmis ama çok küçük bir alaninda yasiyormus. | Open Subtitles | سافر في سفينة فضائية كبيرة لكن الجزء الذي جلس فيه صغير جدا |
Londra'nın göbeğinde bir uzay gemisiyle. Başka bir gemiyi zirveye çıkarmak istemem. | Open Subtitles | يوجد بالفعل سفينة فضاء فى وسط لندن ولا أريدهم أن يعرفوا بوجود واحدة أخرى |
Uzaylıların bir uzay gemisiyle Aya uçuyorsun, Tom. | Open Subtitles | أعني، أنت تسافر على سفينة فضاء غريبة إلى القمر، ياتوم |