"bir yer değil" - Traduction Turc en Arabe

    • ليس مكاناً
        
    • ليس مكان
        
    • ليس المكان
        
    • ليست مكان
        
    • ليست مكاناً
        
    • هذا المكان ليس
        
    • ليست المكان
        
    • ليس بمكان
        
    • ليس هناك مكان
        
    • ليس هو المكان
        
    • المكان غير
        
    • ليس مكانا
        
    • مكان غير
        
    • و هي ليست
        
    • من مكان لم تسمعي به
        
    Yabancı bir yer değil; gözlerimizin önünde, bugünkü hareketlerimizle şekillenen bir yer. TED ولكنه ليس مكاناً بعيداً، بل إنه يتفتح أمام أعيننا باستمرار الآن متغيراً باستمرار بحسب ما نفعله اليوم.
    Savaştan uzak kalmak için fena bir yer değil. Open Subtitles انه ليس مكان سيء للبقاء فيه لحين انتهاء الحرب اليس كذلك ،يا آنسة
    Oradaki haç işaretli yer aslında kutsal bir yer değil. Open Subtitles عندهم السيد المسيح على الصليب ولكن هذا ليس المكان المقدس.
    Hıristiyanlar için bir mezarlık sadece hatıralar için bir yer değil. Open Subtitles بالنسبة للمسيحيين المقبرة ليست مكان للذكريات و حسب إنَّه مكان للأمل
    Bunu yapmayı geç, nasıl hayalini kurabildiğimi düşünüyorsunuz. Çünkü Hindistan küçük bir yer değil, kocaman bir ülke. TED كيف أفكر في حدوث ذلك، لأن الهند ليست مكاناً صغيراً، إنها بلد ضخم.
    Aslında burası o kadar da kötü bir yer değil. Open Subtitles أتعلمين ؟ أظن أن هذا المكان ليس سيئاً لهذه الدرجة
    Evlilik yemininiz için şehir belediyesi uygun bir yer değil. Open Subtitles قاعة المدينة ليست المكان المناسب لاتخاذ عهود الزواج بك.
    Ağır ol! Burası kanun kaçaklarının toplanacağı bir yer değil, Brad. Open Subtitles توقف, هذا ليس مكاناً .لتجنيد الخارجين عن القانون, براد
    Yani, bu hiç iyi değil. Burası güvenli bir yer değil. Hiç hoşuma gitmedi. Open Subtitles أقصد أن هذا ليس جيداً إنه ليس مكاناً أمناً وأنا لا احب هذا
    Ama orası saklanılacak kötü bir yer değil, değil mi? Open Subtitles لكنه ليس مكاناً سيئاً للإختباء أليس كذلك؟
    Vidalar hep düşer. Dünya mükemmel bir yer değil. Open Subtitles البراغي تسقط دائما العالم ليس مكان مثالي
    Mikey, burası tuvalete gidilecek türden bir yer değil. Open Subtitles ميكي, هذا ليس مكان جيد إذا أردت الذهاب إلى الحمام فيه
    Burası insanların inanışlarına müdahale eden bir yer değil. Open Subtitles هذا المكان ليس مكان لندخل فيها معتقداتهم
    Yani kimsenin laptop getireceğini düşüneceğin türde bir yer değil. Open Subtitles أعني، ليس المكان الذي يتوقع أن يجلب أحدهم حاسوب إليه.
    Şehir parkı tuvaleti düğün elbisesi için pek uygun bir yer değil. Open Subtitles الحمام في حديقة المدينة ليس المكان الأكثر ملاءمة للبس فستان الزفاف, لكن
    Burası şirketin geleceği. Sakızlarınızı atıp oyun oynayacağınız bir yer değil. Open Subtitles بل مستقبل شركتنا و ليست مكان للبان، حسناً؟
    Şey, sen haklıydın, lise doğruluk için doğru bir yer değil. Open Subtitles حسناً، لقد كنتِ محقه الثانوية ليست مكاناً للحقيقه
    Çünkü burası iş sahibi olmayan insanların geldiği bir yer değil. Open Subtitles لأن هذا المكان ليس فقط لأجل الناس الذين لا يملكون عمل،
    Gölgeler içinde saklanmak isteyen biri için ideal bir yer değil. Open Subtitles انها ليست المكان المثالي لشخص ما يتطلع للاختباء في الظلال
    Çekildiği yer de öyle sıradışı bir yer değil, şu Porto Rico'daki meşhur biyolüminesans körfezlerden biri değil burası. Aslında San Diego limanında çekilmiş. TED وهذا ليس بمكان غريب مثل واحد من الخلجان ذوات الضوء المتلأليء في بورتيريكو، في الواقع صورت هذه في ميناء سان دييجو.
    Öğretmenlik için uygun bir yer değil. Open Subtitles ليس هناك مكان لمعلمة مدرسة
    Burası bunu konuşmak için uygun bir yer değil! Open Subtitles هذا ليس هو المكان المناسب لهذه المحادثة.
    Ölüme hayran biri sayılmam ama... Burası tuhaf bir şekilde depresif bir yer değil. Open Subtitles أنا لست معجب بالموت لكن هذا المكان غير كئيب
    Dolayısıyla güzel bir yer değil. Orada olmanız pek keyifli olmazdı. Open Subtitles لذا فإنه ليس مكانا لطيفا لن تستمتع به إذا كنت هناك
    Çünkü dünya adil bir yer değil ve kimi zaman bununla başa çıkmanın tek yolu şaka yapmak. Open Subtitles لأن العالم مكان غير عادل وأحياناً الطريقه الوحيده للتعامل معه هي عن طريق الضحك
    Çok uzak bir yer değil. Hem hep onu ziyaret etmemi istiyor. Open Subtitles و هي ليست ببعيدة, و هي دائما تقول أنه يجدر بي أن أذهب و أزورها
    Teknik olarak senin bildiğin bir yer değil. Open Subtitles تقنياً، أنا من مكان لم تسمعي به قطّ.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus