| Venedik gibi Bir yere gidip orayı özel bir etkinlik zamanında görme konsepti beni büyülüyor. | TED | أنا مفتون بفكرة الذهاب إلى مكان مثل البندقية و رؤيتها في الواقع خلال حدث معين. |
| Birlikte Bir yere gidip bunu konuşamaz mıyız? | Open Subtitles | أتظن أننا نستطيع الذهاب إلى مكان ما ومناقشة هذا الأمر؟ |
| Bir yere gidip başka bir numara ve talimatlar alacaktım. | Open Subtitles | كنت ذاهبة لمكانٍ ما آخر لأجل رقمٍ آخر والمزيد من التعليمات |
| Peki Bir yere gidip kafa olmak ister misin? | Open Subtitles | لذلك, لا تريد أن تذهب في مكان ما والحصول على الثانوية؟ |
| Bir yere gidip konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | أيمكننا الذهاب الى مكان ما والتكلم قليلاً؟ |
| Başka Bir yere gidip, senden... | Open Subtitles | هل أستطيع أن أقابلك فى مكان آخر ؟ |
| Bir yere gidip bu konu hakkında konuşabiliriz. Hadi ama. | Open Subtitles | أيمكننا أن نذهب إلى مكان ما ونتحدث بهذا الأمر وحسب؟ |
| Artık başka Bir yere gidip bu işi bitirmemiz gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يفترض بنا الذهاب إلى مكان ما وتدخينها؟ |
| Sadece bir kez Bir yere gidip herkesin canlı olmasını istiyorum. | Open Subtitles | مرة واحدة فقط أود الذهاب إلى مكان ما ويبقي الجميع على قيد الحياة |
| Bir yere gidip konuşmak ister misin ya da konuşmamak? | Open Subtitles | حسنا هل تريدين الذهاب إلى مكان ما ونتحدث؟ أو لا نتحدث؟ |
| Söylemene izin yok mu? Başka Bir yere gidip konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | أليس مسموح لكي أن تقولي؟ هل يُمكننا الذهاب إلى مكان آخر ونتحدث؟ |
| Bir yere gidip başka bir numara ve başka talimatlar alacaktım ama Ruslar gelip herkesi vurdu. | Open Subtitles | كنت ذاهبة لمكانٍ ما آخر لأجل رقمٍ آخر والمزيد من التعليمات ولكن الروس أتوا و قتلو الجميع |
| Neden Bir yere gidip bunun üzerine meditasyon yapmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تذهب في مكان والتأمل في ذلك؟ |
| Bir yere gidip yüzünü mü yıkasak? | Open Subtitles | هل تريدين الذهاب الى مكان ما و غسل وجهك ؟ |
| Başka Bir yere gidip, senden... özür dilemek isterim. | Open Subtitles | هل أستطيع أن أقابلك فى مكان آخر ؟ |
| İstersen başka Bir yere gidip bu konuyu konuşmaktan mutlu olurum. | Open Subtitles | إن أردت أن نذهب إلى مكان لنتحدث بهذا الأمر سيسعدني ذلك |
| Bu tür hislere kapıldığında sessiz Bir yere gidip bir şekilde kendini sakinleştirmelisin. | Open Subtitles | لذا عندما تأتيك هذه المشاعر عليك الذهاب إلى مكانٍ أكثر هدوءاً و أنْ تعقد سلاماً مع نفسك بأيّة طريقة تستطيع |
| Şimdi Bir yere gidip, iyice kafamı toplamalıyım. | Open Subtitles | لكن الآن يجب علي الذهاب لمكان ما والتفكير بشكل جدي |
| Bir yere gidip başbaşa konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | أيمكننا الذهاب لمكانٍ ما ونتحدث؟ لوحدنا؟ |
| Herhangi Bir yere gidip sizin için savaşmamı istiyorsunuz. | Open Subtitles | تُريدنى أن أذهب إلى مكانٍ ما وأحارب من أجلك |
| Tamam, o zaman Bir yere gidip, bir şeyler yaparız. | Open Subtitles | , حسناً نحن سنذهب لمكان ما . لنستمتع بعض الوقت |
| Sessiz Bir yere gidip yeni hayatımın böyle geçeceğini düşünüp depresyona gireceğim. | Open Subtitles | سأذهب إلى مكان هادئ وأكتئب لأن تلك هي حياتي الجديدة |