Çünkü başkaları, benim oğlum, ben ne olursam olayım beni harika Bir yetişkin olarak görecekti. | Open Subtitles | لأن شخص آخر، طفلي أريده أن يراني كشخص بالغ محترم |
Umarım onu Bir yetişkin olarak değerlendirmezler. | Open Subtitles | لذلك أنا أتّوقّع أنهم سيحاولون أن يحاكموه كشخص بالغ |
Bir yetişkin olarak, bu şeyleri "kız saçmalıkları" diyerek bir kenara atmak çok kolay. | Open Subtitles | كشخص بالغ ، من السهل أن تعتبر ذلك الشيء مُجرد عبث فتيات |
Ve Bir yetişkin olarak yine aynı şeyi yapıyor, sorunları çözüyor. | Open Subtitles | و هذا ما يفعلـه الآن كبالغ , إنـه يحل المشاكل |
Ve Bir yetişkin olarak yine aynı şeyi yapıyor, sorunları çözüyor. | Open Subtitles | و هذا ما يفعلـه الآن كبالغ , إنـه يحل المشاكل |
Bir yetişkin olarak siz gençlere yardım edemezsem ben de sorunun bir parçası olmaz mıyım? | Open Subtitles | مهلا، إذا أنا كشخص بالغ لا يمكن أن تساعد بها شبابنا... ... ثم أنا لا جزء من المشكلة؟ |
Hâkimin bana dönüp 'Seni Bir yetişkin olarak yargılıyoruz' dediği gün anlamıştım yetişkin olduğumu. | Open Subtitles | عرفت أنني أصبحت بالغاً باليوم الذي قال به القاضي "سنحاكمك كشخص بالغ" |
Sanırım evrensel olarak, olgun ve sorumluluk sahibi Bir yetişkin olarak tanındığımı görüyorsundur. | Open Subtitles | أعتقد أنك ستكتشف أنني ... مُعترف بي عالمياً كشخص بالغ ناضج ومسئول |
Bir yetişkin olarak çişini tutman gerek. | Open Subtitles | أنا آسف . كشخص بالغ عليك أن تكبح رغبتك. |
Ayrıca, Bir yetişkin olarak yargılanacağın anlamınada gelir. | Open Subtitles | وهذا يعني أيضا أنه يمكن تحاكم كشخص بالغ |
Çocukken, iki yaşlarındayken dil öğrenme sırasında beynin belli bir bölgesi aktif halde olurken, Bir yetişkin olarak dil öğrenme sırasında -- örneğin, ben şimdi Japonca öğrenirken -- beynin bütünüyle farklı bir bölgesi kullanılıyor. | TED | وجدوا أنه عندما تتعلم لغة جديدة كطفل، عمره سنتان تتعلمها بجزء معين في دماغك، ولكن عندما تتعلمها كشخص بالغ - مثلا إذا أردت أن تتعلم اليابانية الآن - فإن دماغك يستخدم جزء آخر تماما. |
Bir yetişkin olarak hayatta kalmak için gerekli beceriyi öğrenmeye başladı bile. | Open Subtitles | إنه يتعلم بالفعل المهارات التي سيحتاجها للبقاء كبالغ |
Savcılık onu Bir yetişkin olarak yargılamak istiyor bu da ciddi bir hapis cezası anlamına gelir. | Open Subtitles | المشكلة أن الدعوة القضائية تريد محاكمته كبالغ ما يعني وقت حقيقي في السجن |
Bu arada, federal yargıç, federal savcının seni Bir yetişkin olarak yargılama talebini onayladı. | Open Subtitles | بالمناسبة، القاضي الفيدرالي وافق.. على طلب المدعي العام بأن تُحاكم كبالغ. |
Bir dahaki sefere Bir yetişkin olarak ceza alacak. | Open Subtitles | في المرة القادمة، هو سَيَشْحنُ كبالغ. |
Onu Bir yetişkin olarak yargılamazlarsa, şanslı sayılır. | Open Subtitles | سيكون محظوظ ان لم يتعاملوا معه كبالغ. |