Tom Zimmerman: Sizi, Kıdemliler olarak adlandırdığımız varlıkları ziyaret etmek için fantastik bir yolculuğa çıkarmak isteriz. | TED | توم زيمرمان: نود أن نأخذكم في رحلة مدهشة لزيارة الكائنات التي نسميها الأجداد. |
Ama ilk önce, sizi kısa bir yolculuğa çıkarmak istiyorum. | TED | ولكن في البداية، أود أخذكم في رحلة صغيرة. |
Bayanlar ve Baylar, Sizi bir yolculuğa çıkarmak istiyorum, kendi seslerini içinde barındıran kıtalar boyu bir yolculuk. | TED | إذن سيداتي سادتي، أود أن آخذكم في رحلة عبر القارات وعبر الصوت نفسه. |
Şimdi aklınızdaki tüm şeyler ile, bayanlar ve baylar, sizleri bir yolculuğa çıkarmak istiyorum Dünya'nın tamamen ayrı bir parçasına dumanlı bir şehrin caz barında Sydney Opera Binasına dönüşüyorum. | TED | وبأخذ كل هذا بعين الاعتبار، سيداتي سادتي، أود أن آخذكم في رحلة لجزء منفصل تماما من الأرض وأنا أحول دار أوبرا سيدني إلى حانة جاز مفعمة بالدخان في وسط المدينة. |
Sizi hayal dahi edemeyeceğiniz bir yolculuğa çıkarmak istiyorum. | TED | لذا دعوني أصحبكم في رحلة للقدرات التي يستحيل تصورها. |
(Kahkaha) Sizi süpernova patlamasıyla başlayan ve şu anda soluduğumuz havaya dek uzanan bir yolculuğa çıkarmak için buradayım. | TED | (ضحك) واليوم، أود أن أصطحبكم في رحلة تبدأ في انفجار مستعر أعظم وتنتهي بالهواء الذي نتنفسه الآن. |
Ama ona hükmetmek için değil, onu bir yolculuğa çıkarmak için. | Open Subtitles | و لكن لكي تأخذها في رحلة |
Özel anlar yaratmak, izleyicileri bir yolculuğa çıkarmak. | Open Subtitles | ...صياغة الدقائق, اخذ الجمهور في رحلة |