Ve eğer bir uzaylı istilası geliyorsa durdurmanın bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | ولو كان هناك غزو خارجي على وشك الحدوث سنجد طريقة لإيقافه |
Nasılsa önümüzdeki 10 yıl içinde bir şekilde bir yolunu bulacağız. | TED | سنجد طريقة ما تساعدنا في العشرة أعوام القادمة و نجربها. |
Bu mavi çizgiyi sağ taraftaki bitişe kadar ilerletmenin bir yolunu bulacağız. | TED | سنجد طريقة لتحريك هذا الخط الأزرق كل المسافة إلى الحافة اليمنى من الشاشة |
Dördümüz Atlantic City'ye gidiyoruz. bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | سنذهب نحن الأربعة إلى هناك، سنجد حلاً ما |
- Eğer bizle kalırsan bundan kurtulmanın bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | إذا بقيتِ هنا فسوف نجد طريقة لنخرج من هذا الشيئ |
Sonra da bu durumun üstesinden gelmenin bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | ثم سنجد سبيلًا للمضي قدمًا، سنجد وسيلة لهزم هذه الورطة. |
Sadece dene ve rahatla, tamam. Bu işten kurtulmanın bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | حاولي أن تسترخي، سنجد طريقة للتخلص من الأمر |
- bir yolunu bulacağız dostum. - Biliyorum. | Open Subtitles | سنجد طريقة للتكلم مع بعضنا،أنا واثق من ذلك |
Ama günün birinde o haritaya tekrar girmenin bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | ولكن فى يوم من الأيام سنجد طريقة لنعيده مره أخرى على الخريطه |
O görünmez örtüyü CIA'ye geçirmenin bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | سنجد طريقة للحصول على بطانية التخفي من أيادي وكالة الأستخبارات المركزية |
Bak, Şeytan'a uyacak gibi olduğunda bunun üstesinden gelmenin bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | إذا بدأت فى الشعور بالإثارة، سنجد طريقة لمواجهة ذلك |
Cinayet suçlamalarından seni sonsuza kadar kurtarmak için kurtardıktan sonra da seni yönetime getirmenin bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | لإخراجكِ من تهم القتل تلك للأبد وحينما أفعل ذلك سنجد طريقة لإعادتك إلى إدارة الشركة |
Koltuktan inmenin onun seçimiymiş gibi göstermenin bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | سنجد طريقة نقول فيها, أن التنحي كان بإختياره |
bir yolunu bulacağız. Babamı eve getir. Acele et. | Open Subtitles | سنجد حلاً لهذا، سنجد حلاً لهذا أعد أبي للوطن فقط، أسرع |
Üstümü arayabilir bu şekilde bana güvenebilirsin. Bu durumu çözmenin bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | فتشنى لكى تصدقنى نريد أن نجد طريقة للخروج من هذه المشكلة |
- Nakledersek, bir daha çıkaramayabiliriz. - bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | إذا قمنا بوضعها له ، فقد لا نستطيع أبدا أن نخرجه سنجد وسيلة |
- Uzun zamanımız olmayacak. - bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | لن يكون لدينا وقت كافي - سنجد حلا لذلك - |
Dinle, bunun bir yolunu bulacağız her zaman yaptığımız gibi. | Open Subtitles | أنصت لي، سنجد حلًّا لهذا، حسنًا؟ كما نفعل دومًا |
- bir yolunu bulacağız. - Ya da çığlık atarak öleceksin. | Open Subtitles | سنجد حلًا ما - أو نموت ونحن نصرخ - |
Ayrıca ruhunu geri almanın da bir yolunu bulacağız, ama önce, seni güvenli bir yere taşımamız lazım. | Open Subtitles | و سنجد طريقةً لأستعادة روحك لكن أولاً , علينا أيصالك إلى مكان آمن |
bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | سنكتشف حلاً للأمر |
Anlamadım? Durdurmanın bir yolunu bulacağız. Seni iyileştirmenin de bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | سنكتشف طريقة لإيقاف ذلك، وسنكتشف طريقة لتحسين حالتكِ. |
Yanıma beş adam alacağım, ormandan geçip, oraya gitmenin bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | سآخذ خمس رجال لنستكشف الغابة وسنبحث عن طريقة للدخول |
Endişelenme, ziyarete geleceğiz ve bahar gelince onu eve getirmenin bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | لاتقلقي سنأتي للزيارة وسنجد طريقة لنيعده للمنزل في الربيع |
Halkımıza para yardımı yapmanın bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | أجل، ونجد طريقة لإعادة النقود إلى مجتمعنا. |
Öyleyse bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | حسناً ، ليس أمامنا الكثير من الخيارات |
Tamam. bir yolunu bulacağız, tamam mı? | Open Subtitles | سنُدبّرُ أمرنا، مفهوم؟ |