Havaalanı kontrol ettiriyoruz. Bu bir zaman kaybı | Open Subtitles | ـ لقد بلغنا المطارات ـ لا هذا مضيعة للوقت |
İkimizde bunun bir zaman kaybı olduğunu biliyoruz. Belki sen yapabilirsin ama... | Open Subtitles | كلانا يعلم أن ذلك مضيعة للوقت ربما يمكنك أن تفعلى ذلك ، و لكن |
Yeniden bir arada olma anını ve bunun bir zaman kaybı olmadığını düşündüğünde yüzde olacak gülümse için yaptım. | Open Subtitles | تعلم , سوف ارضي بان تضحكي... عندما فكرتي فى الوقت الذي قضيناه معا... ولا نفكر انه كان مضيعة للوقت |
- Bu bir zaman kaybı. - Athar size yardım edemediği için pişman oluyor. | Open Subtitles | هذه إضاعة للوقت آثار تأسف أنها لا يمكنها مساعدتكم |
Olan şey her ne ise sen kararını verdikten sonra seninle tartışmanın sadece bir zaman kaybı olduğunu zor yoldan öğrendim. | Open Subtitles | مهما كان مايجري فقد تعلمتُ بالطريقة الصعبة إن النقاش معكَ بعدَ أن حزمتَ أمركَ هو مضيعةٌ للوقت |
Tamamen bir zaman kaybı. Ya bunu anlayacak... - ...ya da anlamayacak. | Open Subtitles | أنت تعلم أن هذا مضيعة للوقت اما أنها ستفهم |
Kaydettiğimde, bir zaman kaybı gibi gelmişti ama buna değdi. | Open Subtitles | عندما وضعته هنا كنت أظن أنه مضيعة للوقت لكنه إستحق ذلك |
Birkaç hafta önce ona piyano çalmamın tam bir zaman kaybı olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتني قبل أسبوعين أنّ العزف لأجلها هو مضيعة للوقت |
Kurabiyenin yiyemediğin her kısmı, sadece bir zaman kaybı. | Open Subtitles | أي جزء من كعك لا يمكنك أكله ، هو فقط مضيعة للوقت |
Görmek istediğim şey eğer pembe kaz ise bütün bu yolculuk benim için kocaman bir zaman kaybı olurdu, değil mi? | Open Subtitles | لو أتيت لرؤية أوزة وردية، فأعتقد أن الرحلة برمتها ستكون مضيعة للوقت أليس كذلك؟ |
Bu bir zaman kaybı. Daha onlar mı değil mi bilmiyorum. | Open Subtitles | هذه مضيعة للوقت لا أعرف حتى اذا كانوا هم |
Yani orada olmak yerine burada olman tam bir zaman kaybı. | Open Subtitles | و جلوسك هنا بدلا من هناك يعد مضيعة للوقت |
- Bu tamamen bir zaman kaybı. - Evet. Zaman kaybı. | Open Subtitles | لا تقل شيء مضيع للوقت نعم مضيعة للوقت |
Efendim, alınmayın ama bu bir zaman kaybı. | Open Subtitles | المعذره سيدي , هذا مضيعة للوقت |
Bence de bu bir zaman kaybı. | Open Subtitles | أنا أيضا أعتقد إن هذا مضيعة للوقت |
Bu harika.Böylece o iş tam bir zaman kaybı olmaktan çıkacak. | Open Subtitles | هذا رائع لن يكون الأمر مضيعة للوقت إذاً |
Tam bir zaman kaybı sayılmaz. | Open Subtitles | في الحقيقة، لم يكن مضيعة للوقت تماماً. |
Eğer bunun gerçekten büyük bir zaman kaybı olduğunu düşünselerdi, en iyi danışmanlarını göndermezlerdi. | Open Subtitles | لو كانوا حقاً يظنون أن الأمر إضاعة للوقت |
Sana bunun bir zaman kaybı olduğunu söylemiştim! | Open Subtitles | سبق وأخبرتك أن هذا مضيعةٌ للوقت! |
Hepimizin büyük bir zaman kaybı olduğunu kabul ettiğimiz okul dışında. | Open Subtitles | عدا المدرسة والتي أعتقد أن كلنا نتفق أنها مضيعة كبيرة للوقت |
- Bu tamamiyle bir zaman kaybı. | Open Subtitles | هذا إهدار للوقت |