"birbirlerinin" - Traduction Turc en Arabe

    • بعضهما
        
    • بعضها
        
    • بعضهم
        
    • لبعضهم البعض
        
    • لبعضهما البعض
        
    • بعضهن
        
    • أحدهما الآخر
        
    • يتبادلنها
        
    • منهما حول الآخر
        
    • لبعضها
        
    İnsanların birbirlerinin hayatlarına öyle girip çıkmaları ne kadar komik. Open Subtitles إنهُ من المُضحكِ كيف يدخلُ ويخرجُ الناسَ من حياتِ بعضهما.
    Eğer birbirlerinin vücutlarını tanıyorlarsa birbirlerine karşı hisleri de vardır. Open Subtitles إذا عرف كل منهما جسم الآخر، مشاعرهما تجاه بعضهما البعض.
    Boyalı yüzlerine, kostümlerine bakardım, şarkılarını dinler genç aşıklar birbirlerinin kolunda ölünce ağlardım. Open Subtitles رأيت الوجوه المدهونة والأزياء وإستمعت للأغاني، وبكيت عندما مات الشباب في أحضان بعضهما
    (Gülüşmeler) Son olarak istiridyeler incelir ve birbirlerinin üzerlerine toplanarak bu harika doğal resif yapıları oluşturular. TED ضحك وأخيرا، يمكن أن تخفف من المحار وتتكتل على بعضها البعض وتشكل هذه الهياكل المرجانية الطبيعية المدهشة.
    Belki iki adamın ödül ringinde birbirlerinin pestilini çıkarmasından zevk alıyorsundur. Open Subtitles ربما تستمتع بمشهد رجلين في حلبة جائزة يضربون بعضهم بلا إحساس
    Çocuklarının düğününde birbirlerinin yüzlerine bile bakamamışlar. Open Subtitles لم يتسنى لهم حتى النظر لبعضهم البعض في زفاف ابنهما
    Hey, hiç düşündün mü annem ve babam birbirlerinin dışında lisede kiminle çıkmışlardır? Open Subtitles ألم يطرأ ببالك قط فكرة معرفة مَنْ كان أمى و أبى يواعدان فى المدرسة الثانوية ؟ إِلَى جَانِبِ مواعدتما لبعضهما البعض
    Şöyle der, erotik aşkın varlığında iki insan birbirlerinin gözlerinin içine bakarak büyülenirler, TED لقد قال، أنه ميّز بين الحب الجنسي، عندما يتبادل شخصين النظر، يدوخون في عيون بعضهما البعض.
    Yirmiyüzlünün nasıl onikyüzlünün içine çekildiğini ve sonra birbirlerinin içinde eridiklerini görüyorsunuz. TED ويمكنكم رؤية كيف أن العشريني الأوجه يسحب في الإثنا عشري السطوح وثم يندمجان في بعضهما البعض.
    Çığın altına gömülerek sonsuza kadar birbirlerinin kollarında kaldılar. Open Subtitles مدفونين تحت السيل بين ذراعيّ بعضهما إلى الأبد.
    Sen de koltuğunda keyifle oturup birbirlerinin gözünü çıkartmalarını seyret. Open Subtitles هذا صحيح ، انك فقط تمسك جيدا و دعهم يحكون أعينهما بعضهما البعض
    Sen de koltuğunda keyifle oturup birbirlerinin gözünü çıkartmalarını seyret. Open Subtitles هذا صحيح ، انك فقط تمسك جيدا و دعهم يحكون أعينهما بعضهما البعض
    Ve hepsinden önemlisi güzel genç bir kadın ve sevgilisi birbirlerinin kollarına sarılmış, ölü bir şekilde yatıyorlar. Open Subtitles و فوق كل ذلك لدينا امرأة جميلة و عشيقها يرقدون موتى بين ذراعى بعضهما
    Çiftler birbirlerini tanıdıkça, birbirlerinin tüylerini düzeltecek kadar birbirlerine güvenmeye başlıyorlar. Open Subtitles عندما يتعرف الزوجان على بعضهما أكثر، فإنهما يأمنان بعضهما للانغماس في بعض أعمال التنظيف المشترك.
    birbirlerinin hayatlarını kısa bir süre için zenginleştirir, anlamlandırırlar. Open Subtitles و عمل بعض الإثارة فى حياة بعضهما البعض سريعا
    Helyum atomlarının birbirinden çok uzak olması gerekliydi. Ama ne yazık ki sıvı helyumda, helyum atomları birbirlerinin üzerine binmiş halededirler. TED نعم .. ذرات هيليوم متباعدة ولكن لسوء الحظ .. في الهيليوم السائل تكون ذرات الهيليوم متراصة فوق بعضها البعض
    Ve gördüğünüz gibi, birbirlerinin üstünde büyüyen gruplar vardır. çünkü yayılıyorlar. TED وكما تُشاهدون هنا,هناك مجموعات تنموا فوق بعضها البعض لانها مُنتشرة
    Sizden nefret eden yeterince insan varken, ...bazen tam ortalarında durmalısınız, ...ve sizi öldürmeden önce, birbirlerinin başını yemelerini umut edin. Open Subtitles عندما عدد من الناس يكرهونك التحرّك الوحيد أحيانا هو أن تقف في الوسط وتتمنّى أن يقتلوا بعضهم البعض قبل أن يقتلوك
    Evli çiftler ara sıra bilinçli olarak birbirlerinin hayatını karartırlar. Open Subtitles المتزوجين يجعلون بعضهم البعض يشعرون بالتفاهه لغرضٍ ما بعض الأحيان
    Sanırım birbirlerinin fotoğraflarını çekiyorlar. Open Subtitles أعتقد أنهم يلتقطون الصور لبعضهم البعض
    İki insan ebediyet yemilerini edince sonsuz bir aşkla birbirlerinin olma isteklerini ilan ederler. Open Subtitles عندما يتعهد شخصان أمام الرب، فهم يقولون رغبتهم في الإنتماء لبعضهما البعض وهم واقعان في الحب.
    Önemli olan şu, diğer tavuklar, birbirlerinin tüylerini yolmakla meşgulken, bu kız ürünün görünüşüne değil, faydasına bakıyordu. Open Subtitles المهم هو عندما كانت الآخريات ينتفن ريش بعضهن تلك رأت المنفعة لا الميزة
    Program birbirlerinin hareketlerini taklit etmekle başlıyor. Open Subtitles حركاتهما الأولى تتضمن تكرار حركات أحدهما الآخر.
    Bazı kızlar birbirlerinin şarkılarının tüm sözlerini bilir. Open Subtitles بعض الفتيات يعرفن كلمات كل الأغاني التي يتبادلنها فيما بينهن
    Ömürlerinin sonunda, ışık hızına çok yakın bir hızda birbirlerinin etrafında gidiyorlar. TED عند نهاية حياتهم، يدور كل واحد منهما حول الآخر قريبا من سرعة الضوء.
    Onlar birbirlerinin siyasi coğrafyalarından daha çok, işlevsel coğrafyalarıyla ilgileniyorlar. TED هي أكثر اهتماما بالوظيفة الجغرافية لبعضها البعض من الجغرافيا السياسية.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus