Bir çatışma sırasında birliğindeki üç adamı kurtarmış. | Open Subtitles | أنقذ ثلاثة رجال في وحدته أثناء معركة بالأسلحة النارية |
birliğindeki askerler, tüm vaktini işte geçirdiğini söylediler. | Open Subtitles | لكن حسب وحدته الشيئ الوحيد الذي يخصص له وقت هو عمله. |
Burada birliğindeki iki adamın kendini öldürdüğünü yazıyor. | Open Subtitles | مكتوب أن رجلين من وحدته قتلا أنفسهم |
Kime Ait birliğindeki "kimi" biliyor olabiliriz ama nedenini hala bilmiyordum. | Open Subtitles | لعلنا عرفنا هوية (تحالُف مَن) ولكني لا زلت لا أعرف لماذا |
Yani cevaplar ve Kime Ait birliğindeki diğer kişilerin isimleri orada bir yerde olabilir. | Open Subtitles | الاجوبه والأسماء لأولئك الذين في (تحالُف مَن) قد يكونون هناك |
Acemi birliğindeki bir erin duygularını tamamıyla anlayabiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أفهم تماماً مشاعر مجند المدرسة التحضيرية ذلك |
- Burada birliğindeki iki adamın kendini öldürdüğünü yazıyor. | Open Subtitles | مكتوب أن رجلين من وحدته قتلا أنفسهم |
Deneysel bir aşı olan... C.R.C. -13. birliğindeki her askere yapıldı. | Open Subtitles | إنه (سي.آر.سي-13) وقال إنه أُعطي لكل رجل في وحدته |
Herhalde birliğindeki askerlerdi. | Open Subtitles | الرجال من وحدته على ما أعتقد |
birliğindeki adamlar. | Open Subtitles | الرجال الآخرون في وحدته. |
Aslında Kamikaze Birliği'ndeyken ölen 4400 kişinin yarısı benim gibi acemi birliğindeki öğrencilerden oluşuyordu. | Open Subtitles | في حقيقة الأمر، من بين الأربعة آلاف و أربعمائة شخص الذين قد ماتوا بصفتهم من قوة الهجوم الخاص حوالي نصفهم كانوا طلاباً مثلي من المدرسة التحضيرية |