Ormana asla teslim olmayız, fakat birlikte yaşamanın yollarını da arıyoruz. | Open Subtitles | فنحن لانخضع للغابة بدلا من هذا نبحث عن طرق للتعايش مع ذلك |
İnsanlarla birlikte yaşamanın sırrı yiyebileceğimiz kadarını almaktı. | Open Subtitles | السر للتعايش مع البشر كان أن تأكل كفايتك لتعيش! |
Dinle bak, dün birlikte yaşamanın konusunu açtığında kaçıp gittiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | اسمعي، آسف لتهرّبي بالأمس عندما ذكرتِ أمرَ الانتقال للعيش معاً. |
İşler ciddiye binmeye başladı ve Steve hep birlikte yaşamanın yapılacak en iyi şey olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | الأمور أصبحت جدية جداً و ستيف يعتقد أنه من الأفضل لنا أن ننتقل للعيش معاً |