Bütün bisküvi ve suyu sala koyarak güvenle saklayacağımı sanmıştım. | Open Subtitles | ...بالطبع نقلت كل البسكويت و الماء على سطح الطوافة معي لأبقيها سالمة |
bisküvi ve abur cubur yok artık. | Open Subtitles | لا مزيد من البسكويت و المثلجات |
Ve akşam yemeğinde tavuk budu, bisküvi ve konserve yeşil fasulye, tatlı olarak da az yağlı dondurma. | Open Subtitles | (و (تشيكن ناغتز مع البسكويت و الفاصولياء الخضراء المعلّبة على العشاء مع مثلّجات قليلة الدسم للتحلية. |
Neyse ki jeneratörümüz ve bir sürü bisküvi ve çayımız var. | Open Subtitles | من حسن الحظ فأننا لدينا مخزون كافى من الشاى و البسكويت |
Sen beni dinle yoksa , sen şeker, bisküvi ve beni unut edebilirsiniz. | Open Subtitles | إذا لم تستمعوا لي ، فانسوا أمري و أمر الحلويات و البسكويت |
Adamım, et, peynirli yumurta, bisküvi ve yağ. | Open Subtitles | لحم مملح، جبن بسكويت و زبدة |
Harekete hazır bir Swat timi, bütün Florida'nın cadde bazında haritaları bir fincan kahve, 12 Jammy Dodgers bisküvi ve bir fes istiyorum. | Open Subtitles | سأحتاج الى "فريق الأسلحة و التكتيكات الخاص" جاهزا للتحرك خرائط لشوارع فلوريدا بأكملها وعاء من القهوة اثنا عشر علبة بسكويت و طربوش |
bisküvi ve bir şişe su. | Open Subtitles | هذا بسكويت و عبوة مياه معدنية |