| Zanlı arkasına geçmiş ve boğazının sol tarafına bıçak dayamış. | Open Subtitles | وكانت وضعية المتهم خلفها ثم وجه سكيناً إلى يسار حلقها |
| Kan pompalayan kırmızı alet boğazının 25 santim altında. | Open Subtitles | إنه ذلك الشئ المنقبض الكبير أسفل حلقها بعشر بوصات |
| Eh, belki de dilini, onun boğazının içine sokmaktan vazgeçerek buna başlayabilirsin. | Open Subtitles | ربما تبدأين بإخراج لسانك من حنجرته لن أتحمل كل اللوم على هذا |
| İsmini söylerken, boğazının düğümlendiğinden bahsetmiş miydim? | Open Subtitles | هل ذكرتُ لكِ مشكلته الصغيرة في حنجرته عندما يقول اسمكِ؟ |
| boğazının arkasından damlayan kan seni boğacak ve bakır tadı mideni bulandıracak. | Open Subtitles | والدم يتقاطر في أسفل حلقك تغص به ويمنعك عن الكلام مع طعم ، نحاسي المذاق من البنسات المحروقة |
| Dün akşam boğazının ağrıdığını söylemişti. | Open Subtitles | الليلة السابقة قالت بأنها تعاني ألم في الحلق |
| Orası kadınların boğazının altındaki yer. | Open Subtitles | ذلك المكان بقاعدة حنجرة المرأة |
| Acil durumda, soluk borusunun nasıl açılacağını... ölümcül derecede kan kaybettirmeden boğazının nasıl kesileceğini anlattı. | Open Subtitles | شرح لي كيفية إجراء عملية طارئة لفتح مجرى الهواء المسدود كيف أصنع ثقباً في حنجرتها دون أن أجعلها تنزف حتى الموت.. |
| Orada o insanlarla durup onun boğazının kesilmesini izledin. | Open Subtitles | لقد وقفتِ هناك مع البقية وشاهدتيهم يشقون عنقها |
| Bütün gün konuşmaktan boğazının kurumasını beklerdim. | Open Subtitles | اعتقد ان حنجرتك جافة من كثرة الكلام طوال النهار |
| Ağlamasının sebebi nişanlısı Keeley'nin boğazının kesilmiş olması. Yani evet, durum zor. | Open Subtitles | يبكي لأنّ خطيبته قطع حلقها لذا ، أجل ، وضع صعب |
| Joshua Vikner kızın kaybolduğu ve boğazının kesildiği gece New York'taymış. | Open Subtitles | كان جوشوا Vikner في نيويورك ليلة اختفائها والليلة التي خفضت حلقها. |
| - Kan kaybından ölmüş boğazının sol tarafında bir kesik var. | Open Subtitles | لقد نزفت حتى الموت. هناك جرح على حلقها |
| Bir insana boğazının gerisindeki o metalik acı tada ne sebep olur? | Open Subtitles | ماهو الشئ الذي يعطي الرجل الطعم المعدني في الجزء الخلفي من حنجرته ؟ |
| boğazının derinlerinden gelen garip ve hırıltılı sesler eşliğinde biraz hazırlık yapıyor. | Open Subtitles | إحماءٌ خفيف مصحوبًا بصوت غريب وأزيزيّ من أعماق حنجرته |
| - Hayır, boğazının bir parçası. | Open Subtitles | لا ، إنها جزء من حنجرته |
| Belki de ellerimi çok konuşan boğazının etrafına sarmalıyım. | Open Subtitles | ربّما يجدُر بي وضعهم فوق حلقك المثير للحنق. |
| Sana B12 vitamini verir ve ayrıca boğazının altına steroid iğnesi yapar. | Open Subtitles | سيعطيك لقاح وأيضاً الستيريود من أجل حلقك |
| Adli tıp uzmanları, onun önce boğulduğunu... sonra boğazının soldan sağa doğru kesildiğini yazmış. | Open Subtitles | الفاحصون الطبيون أقروا أنها خنقت بحبل ثم تم قطع الحلق من اليسار لليمين |
| Aynı zamanda boğazının kesildiği bölgedeki deri üzerine bulaşmış şu kan zerresini buldum. | Open Subtitles | كما أنني وجدت هذه البقعة من التمسك الدم إلى الجلد في موقع كدمة في الحلق فيك. |
| Adli tıp Alec'in boğazının kesildiğini ve sırtından iki kez bıçaklandığını söyledi. | Open Subtitles | الطبيب الشرعى قال ان حنجرة " أليك " شقت و تم طعنه مرتان فى الظهر |
| Gözlerindeki ifade boğazının kesildiğini söylyordu. | Open Subtitles | النظرة المرتعشة في عينيها أوحت كأن حنجرتها قد قطعت |
| Boynunun her tarafında mı, boğazının arkasında mı? | Open Subtitles | فى جميع أنحاء رقبتها حتى آخر عنقها ؟ |
| Fransız domuzu boğazının kesilmesine değer mi? | Open Subtitles | هذا الخنزير الفرنسي سيتسبب في قطع حنجرتك |