Polis, yazarın boğulmuş olabileceğinden şüphelense de, kaçırma ihtimalini de gözden ırak tutmuyor. | Open Subtitles | الشرطة تشك في أنها قد غرقت ولايستبعدون إنها قد اختطفت |
7 yaşındayken havuzda boğulmuş. | Open Subtitles | قدّ غرقت بذلك الحوض حينما كانت بالسابعة من عمرها. |
boğulmuş olabileceğini söylediler, ama çok iyi bir dalgıç olduğu için bu başına gelemezdi. | Open Subtitles | و لم أراه بعد ذلك ثانية قالوا لا بد أنه غرق لكنه كان غواصا ماهرا جدا للذى حدث له |
Newport'da bir havuzda boğulmuş. | Open Subtitles | انه غرق فى حمام السباحة لقد كانت حادثة ، فى نيوبورت |
Boynunda çürükler var, sanki elle boğulmuş gibi. | Open Subtitles | يوجد أثار جروح عند الرقبة مما يشير إلى أنها قد خنقت باليد |
İlginç olan, daha önce boğulmuş olması. | Open Subtitles | الغريب في الأمر، أنه خنق في مرحلة قبل وفاته بعض. |
Zindanında, etrafı garip seks oyuncaklarıyla çevrili, kendi kırbacıyla boğulmuş halde. | Open Subtitles | في برجها المحصن، محاطة بألعاب جنسية مخيفة و مخنوقة بسوطها الخاص |
Babası, buna daha sonra cevap vereceğini söylerken gözyaşlarına boğulmuş. | Open Subtitles | اختنق والدها بدموعه وقال : ليس الآن سأخبرك لاحقاً |
Arabasında sıkışıp boğulmuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو انها علقت داخل سيارتها و غرقت لابد انه كان فظيعا |
Yani boğulmuş... veya yangında ölmüş olabilir mi? | Open Subtitles | أقصد, هل يمكن أن تكون غرقت أو ماتت في حريق |
Büyük bir arama yapıldı. Ama sanırım barajda boğulmuş. | Open Subtitles | لقد بُحِثَ عنها، لكن يقال أنها غرقت في النهر |
boğulmuş, vurulmuş. Kemikleri kırılmış... Aklınıza ne gelirse. | Open Subtitles | غرق و أطلق عليه النار و رجل مكسورة , إنها فوضى |
Tekne çarptığında o adam boğulmuş olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن هذا الرجل غرق عندما تحطمت السفينة |
Tahmin ettiğim gibi astsubay feci bir şekilde boğulmuş ama cesedin bulunduğu yerde değil. | Open Subtitles | كما توقعت، ظابط الصف عانى من غرق شنيع و ليس حيث وُجِدت الجثة. |
Kendi fularıyla arkadan boğulmuş. Muhtemelen saat 23 ile 01 arasında. | Open Subtitles | خنقت من الخلف بوشاحها ربّما بين الـ 11 مساء و الـ1 صباحاً |
Nefes borusuna uygulanan sabit basınçla nefessiz kalıp boğulmuş. | Open Subtitles | لقد خنقت من التطبيق الظغط البطيء والمستمر على رقبتها |
Kurbanınız ağzı kapatılmak suretiyle boğulmuş. Fikir değil, bilim bu. | Open Subtitles | لقد تمّ خنق ضحيّتكم، ليس هذا رأياً إنّما علماً |
Arkadaşını ispiyonlamış ve onu kendi sutyeniyle boğulmuş olarak bulmuşlar. | Open Subtitles | خانت رفيقتها ووجدوها مخنوقة بحمالة صدرها |
Büyükannesi ve sekizinci sınıftayken bürüksel lahanasıyla boğulmuş bir çocuk haricinde. | Open Subtitles | ماعدا جدتها وفتى عرفته في الصف الثامن اختنق ببرعم كرنب |
Son ayda altı köpek yavrusu dövülmüş ve boğulmuş olarak bulundu, Tanrıya şükür fotoğrafları yok çünkü ölü köpekler benim sınırımı aşar. | Open Subtitles | في الشهر الماضي 6 جراء تم خنقها و ضربها و الحمد للرب انه لا توجد صور لأن حد تحملي هو الكلاب الميتة |
Bıçaklanmış birisini oynayabilir ya da vurulmuş ya da boğulmuş... | Open Subtitles | يمكنها أن تمثل أنها طُعنت , أو أُطلق عليها الرصاص , أو خُنقت |
Öldüresiye dövülmüş, bilinci kapalı ve yarı boğulmuş haldeymiş. | Open Subtitles | هي ضُرِبتْ الجحيمَ، عقل باطن و النِصْف غَرقَ. |
Yugoslavyalı eş bir çamaşır ipiyle boğulmuş. | Open Subtitles | حيث ماتت الزوجة اليوغسلافية خنقا بحبل الملابس |
Skuba dalışı yaparken, arkadaşlarından ayrılmış, sonra da boğulmuş. | Open Subtitles | أثناء الغوص تاهت عن أصدقائها وماتت غرقاً |
İple boğulmuş, ki ip kopmuş, tahrip olmuş. | Open Subtitles | واضح أنه خُنق بالحبل مما أدى إلى كسر و تمزق في الرقبة |
Denize düşmüş. Ve aptal çocuk boğulmuş. | Open Subtitles | وسقط في البحر وغرق الفتى الأبله. |
Tüm kurbanlar boğulmuş ve boğazlarındaki benzer yaralardan kan kaybetmiş. | Open Subtitles | تعرّض جميع الضحايا للخنق ثم تم استنزاف دمائهن عن طريق جروح متماثلة في الحلق |
Öldürecek kadar yüksek değil, boğulmuş olmalılar. | Open Subtitles | ليس عالياً بما يكفي لكي يقتلهم لذا فقد غرقوا |