"bomboştu" - Traduction Turc en Arabe

    • فارغة
        
    • خاليا
        
    • خاوية
        
    • فارغاً
        
    • كان فارغا
        
    • فارغًا
        
    Miranda eve vardığında, dairesi bomboştu. Open Subtitles وصل ميراندا المنزل في وقت لاحق إلى شقة فارغة.
    Evet. Bir tanesine katıldım bile. Salon bomboştu. Open Subtitles نعم ذهبت إلى واحدة من صالات الرقص وكانت فارغة
    Cevap kağıdını gördüm. Resmen bomboştu. Open Subtitles لقد رأيت صفحة أجوبتك لقد كانت فارغة عمليا
    Bir şey olduğundan haberim bile yoktu. Eve geldim, bomboştu. Open Subtitles لم يكن لدى فكره عما يجرى عدت للمنزل و كان المنزل خاليا
    Ben de taktik değiştirmiştim ertesi sabah uyandığında odan bomboştu. Open Subtitles لذا غيّرت الأسلوب، وفي الصباح التالي حين صحوت، فإذا بغرفتك خاوية
    Cheong burada yokken buzdolabımız ağzına kadar doluydu, ama kalbim bomboştu. Open Subtitles خلال الوقت الذي لم تكن تشيونغ هنا الثلاجة كانت مُمتلئة ولكن قلبي كان فارغاً تماماً
    bomboştu. Konuşacak bir ruh bile yoktu. Open Subtitles لقد كان فارغا لم يكن هناك أحد لأتحدث معه
    Az evvel burada duruyordu, ölmek istercesine bomboştu ve hiçbir şeydi. Open Subtitles كانت تقف هناك فارغة كما لو أنها أرادت الموت
    Sınav kağıdın bomboştu. Seni sınıfta bırakmalı mıyım? Open Subtitles ورقت إختبارك كانت فارغة أتريدي أن أرسبكِ ؟
    Sokaklar bomboştu ve soğuk bir hava hâkimdi. Open Subtitles وكانت الشوارع فارغة مع قرصه من الهواء المثلج
    Nöbetten geri döndüğümde Redwood'daki dairemiz bomboştu. Open Subtitles لقد عدت الى منزلي من هذه الجولة، و شقتنا في ريدوود كانت فارغة.
    Kadın doğum programına giriş yetkim vardı... ve sayfalar bir yerden sonra bomboştu. Open Subtitles ...أذكر حجز إمرأة لموعدها القادم ولاحظت بأن سبعة شهور أمامية كانت فارغة
    Bu kilise yıllardır bomboştu. Open Subtitles هذه الكنيسة وقفت فارغة لسنوات.
    Bir şey olduğundan haberim bile yoktu. Eve geldim, bomboştu. Open Subtitles لم يكن لدى فكره عما يجرى عدت للمنزل و كان المنزل خاليا
    Tiyatro bıraktığımız gibi bomboştu. Open Subtitles كان المكان خاليا عندما تركناه
    Tiyatro bıraktığımız gibi bomboştu. Open Subtitles كان المكان خاليا عندما تركناه
    Yardım bulmak için kasaba merkezine yürüdüm fakat bomboştu. Open Subtitles لقد توجهت ... لقد توجهتُ إلى البلدة للحصول على العون، لكنها خاوية
    Bir babanın isteyebileceği her şey var sende. Sen gelene kadar hayatım bomboştu. Open Subtitles {\pos(190,220)}أنتَ كلّ ما قد يرجوه أيّ أب وحياتي كانت خاوية إلى أنْ وصلت
    Ve odası, bomboştu. Open Subtitles وكانت غرفتها خاوية تمامًا.
    Eee, bugün anne ve babayı gördüm ama eve gitmek için dükkanın önünden geçtiğimde, dükkan bomboştu. Open Subtitles رأيت "الأم والأب" صباح اليوم، ولكن عندما مررت على المتجر أثناء عودتي، كان المكان فارغاً.
    Ama çıplak çalılar ve ıslak taşlar haricinde patika bomboştu. Open Subtitles لكن الطريق كان فارغا الا من الشجيرات العارية و الأحجار الرطبة
    ama banka hesabımız bomboştu. Open Subtitles لكن حسابنا بالبنك كان فارغًا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus