Ajan Booth, sizi yeniden görmek güzel özellikle de gözaltında degilken. | Open Subtitles | العميل بوث, تسعدني رؤيتك مجدداً و خصوصاً أنني لست رهن الاعتقال |
- Hayır, iki canın alınmasını kolaylaştıracak hiçbir şey yok Booth! | Open Subtitles | لا، هناك لا شيء ذلك يُحقّقُ خسارة روحين أسهلِ لي، بوث. |
Lucky'nin brandasını, Booth'un Melvin Carville'den kanunen el koyduğu branda ile karşılaştırdım. | Open Subtitles | إذا .. فقد قارنت لفة البلاستيك الخاصة بلاكي بالقطعة التي صادرها بوث |
Booth Hill'la ilgili gelişmeler planlama bürosunu içine alan tezgâhın bir parçası. | Open Subtitles | تطوير بوث هيل هو جزء لا يتجزأ من مخطط الإسكان التابع للمجلس. |
Yani bu fırsatı bir saha görevinde Booth'la yatmak için değerlendirmemi mi söylemek istiyorsun? | Open Subtitles | هل تقترح عليَ أن أنتهز هذه الفرصة لأمارس الجنس مع بووث خلال رحلة برية؟ |
Pekala, Booth Ford Tiyatrosu'na tam olarak saat 10:00'da girdi, değil mi? | Open Subtitles | حتى بوث يسير في مسرح فورد في تمام الساعة 10: 00، هاه؟ |
Arkadaşın Booth Efendi benim kızın gediklilerindenmiş. | Open Subtitles | صديقك السّيد بوث كان أحد زبائن الفتاة النظاميين |
Danny Booth kusura bakmasınlar dedi. | Open Subtitles | في الحقيقة، لدينا موعد داني بوث يرسل إعتذاره |
Soruşturmanızı bölmekten nefret ediyorum, Ajan Booth ama ofisimde kızgın bir milyarder var ve gitmiyor. | Open Subtitles | أكره أن اقاطع تحقيقك أيها العميل بوث و لكن هناك ميلونيراً غاضباً في مكتبي و يرفض أن يرحل |
Çiftliği aldınız mı? Hiç dürüst bir davranış olmazdı, Ajan Booth. | Open Subtitles | كان ذلك ليكون عملاً غير شريف أيها العميل بوث |
İnsan vücudunda 206 kemik vardır, Ajan Booth. | Open Subtitles | هناك 206 عظمة في جسد الانسان أيها العميل بوث |
Bu davayı alarak sana iyilik yapıyorum, Booth. | Open Subtitles | أنا أسدي لك خدمة بتوليَ لهذه القضية يا بوث |
Booth ikimizi topladı, ben de seni etkileyip dogruyu söylemeni saglayacagım. | Open Subtitles | وضعنا بوث سوية حتى أسحرك لكي تخبرني بالحقيقة |
Ajan Booth, Dr. Brennan, bu taraftan lütfen. | Open Subtitles | العميل بوث, الدكتورة برينان من هذه الطريق |
Gönlünün hala orduda olduğunu düşünüyorum, Booth. | Open Subtitles | أعتقد فقط بأنك مازلت تحتفظ بالروح العسكرية داخلك يا بوث |
Booth'un böyle bir şeye katlanabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أعتقد فقط بانه يجب أن تكون مدركاً بأن بوث قد عانى من شيء ما هناك |
Yüzbaşı Fuller... Ajan Booth ve Dr Brennan'a istedikleri her şeyi verin. | Open Subtitles | أيها الكابتن فولر, قدم للعميل بوث و الدكتورة برينان كل المساعدة التي يحتاجونها |
Daha önce Booth'a onu anladığını gösterdin. | Open Subtitles | تعرف, ما فعلته من اجل بوث من قبل إظهارك له تفهمك؟ |
Sen ajansın ben mahkeme salonundayım. Booth adaleti bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أنت معك الشارة, أنا في قاعة المحكمة و بوث يحاول أن يحقق العدالة |
Ve Booth ile çalıştığını duyduğumda, ihtiyacım olanın tam olarak sen olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | عندما عرفت بانك تعملين مع بووث هنا عرفت عندها بأنك أنت ما أريده فحسب |
- Özür dilerim. Booth'un etrafında gereğinden fazla dolaştım. | Open Subtitles | كنت امضي الكثير من الوقت مؤخراً مع بووث |