Geri dönmeyi düşünüyor mu yoksa araştırma boyunca seninle konuşmak zorunda mıyım? | Open Subtitles | هل يخطط للعوده أم أنا مدانه بالتحدث معك طوال هذا التحقيق؟ |
Bütün görev boyunca seninle iletişim halinde olacağız ayrıca bu gözlükler sayesinde seni sürekli izleyeceğimizden bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | سنكون معك طوال الوقت بالإتصالات ولاداعى لذكر أنك ستكون مراقب بالفيديو عبر هذه النظارات |
Denedim, Catherine. Bütün gün boyunca seninle konuşmayı denedim. | Open Subtitles | انا احاول كاثرين أحاول الكلام معك طوال هذا اليوم |
Ondan ayrıldığından beridir bütün yaz boyunca seninle konuşmadı. | Open Subtitles | لم تتحدث معك طوال الصيف منذ إنفصالك عنها |
19 yıl boyunca seninle yaşadım. | Open Subtitles | عشت حياتي معكِ لـ19 عاماً |
Bir kaşıkta bir yumurtayı taşımayı öğrendiğin ve tüm bir sene boyunca seninle konuşmayan biriyle ayağın bağlı koştuğun zamandır. | Open Subtitles | حين تتعلّم كيف تحافظ على توازن بيضة في ملعقة، وتتسابق برجل مربوطة إلى شخصٍ لم يتحدّث معك طوال السنة |
Tüm yol boyunca seninle konuşuyor olacağım. Tamam, çocuklar hazır mısınız? | Open Subtitles | سأكون أتحدث معك طوال الوقت، حسناً، أمستعدون يا رفاق؟ |
Bütün hafta boyunca seninle uğraşacak olmama inanamıyorum. | Open Subtitles | انا لا استطيع ان اصدق اني سوف اتعامل معك طوال الاسبوع |
Gün boyunca seninle konuşma fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم تسنح لي فرصة التكلم معك طوال النهار |
Gün boyunca seninle konuşma fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم يكن لديّ فرصة للتّكلّم معك طوال اليوم . |
Yol boyunca seninle olan destekçilerin ve yatırımcıların taksi endüstrisi ve benzerine bir anlamda güçlü, sağlam ilgi duymanın tek yolunun, ateşli, durmak bilmeyen bir rakibe sahip olmak olduğuna inanıyor ki sen bunu kesinlikle ispatladın. | TED | مؤيديك والمستثمرين ، الذين كانوا معك طوال الطريق ، يعتقدون أن الفرصة الوحيدة التي تمكننا من أن نأخذ بقوة ، ومصلحة راسخة من صناعة سيارات الاجرة وهكذا دواليك، هو أن يكون لديك شخص شرس ، منافس لا هوادة فيه ، الذي أثبت بالتأكيد أنك هو. |
Tüm süre boyunca seninle beraber kalır. | Open Subtitles | يبقى معك طوال الوقت. |
# Biliyorsun ki tüm ömrüm boyunca seninle beraberim. # | Open Subtitles | سأقف معك طوال عمري |
Trip bana Maureen ile beraber Ağustos boyunca seninle olduğunu söylediğinde bir şeylerin doğru olmadığını hissettim. | Open Subtitles | عندما أخبرني (تريب) أنه كان هو و (مورين) معك طوال شهر أغسطس بدا لي أن ثمة أمر غير صحيح |
Görev boyunca seninle olacağız. | Open Subtitles | سنكون معك طوال الوقت. |
19 yıl boyunca seninle yaşadım. | Open Subtitles | عشت حياتي معكِ لـ19 عاماً |