"Bristol'ın bebeğini doğurmasından memnunuz ve büyükanne ve baba olmaktan da " | Open Subtitles | نحن فخورين بقرار بريستول بالإنجاب" "وفخورين أكثر بأن نكون أجداد |
"Bristol'ın bebeğini doğurma kararıyla gurur duyuyoruz." | Open Subtitles | والديها أصدرو هذا البيان "نحن فخورين بقرار بريستول بالإنجاب" |
Bristol'ın iyi bir fırsat olması, gitmek zorunda olduğum anlamına gelmezdi. | Open Subtitles | لأن (بريستول) كانت جيده فحسب" هذا لا يعني أني مضطره للذهاب |
Finn, Bristol'ın teklifini reddettiğini biliyor ve bunun iyi bir fikir olduğunu düşünüyor, öyle mi? | Open Subtitles | و (فين) يعتقد بأنك رفضتي (العرض من (بريستول يَعتقد ذلك بأنه فكره جيده, أليس كذلك؟ |
Bristol'ın çok uzak olduğunu mu düşünüyor? | Open Subtitles | ماذا إذاً, هو يعتقد فحسب أن (بريستول) بعيده جداً؟ |