Bu şey için pembenin normal olmadığını sanıyorum. | Open Subtitles | أفترض أن اللون الزهري ليس لونًا طبيعيًا لهذا الشيء |
- Bu şey için 12 adım programına katılmalısın. | Open Subtitles | أنتِ تحتاجين برنامج الإثنى عشر خطوة لهذا الشيء |
Biliyor musun, bana Bu şey için 5 yıl önce fikir verdiğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتعرف، أذكر أنّك لمحت لي الفكرة لهذا الشيء قبل خمس سنوات. |
Onları başka şeylere takınca burada olduğu gibi bu cihaz taktığınız diğer cihazı tanıyor ve kendisini özel işlevler için yeniden yapılandırıyor, özellikle Bu şey için. | TED | وعند توصيلها بأشياء مختلفة، مثل هنا، سيتعرف الجهاز على مكان توصيله ثم يعيد تعريف نفسه لتمكين وظيفة معينة لهذا الشيء تحديدًا. |
Bu şey için Spearhead'daki herkesi öldürdü. | Open Subtitles | "لقد قتلت الجميع في "سبيرهيد من أجل هذا الشيء |
Van Star 1, geçen şubatta uzaya gönderildi, yalnızca Bu şey için, bu kadar. | Open Subtitles | "فان ستار 1". تم إطلاقه فبراير الماضي، خصيصاً لهذا الشيء |
Bu şey için geri döneceğini düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أفكّر بأنّك ستعود أبدا مرة أخرى لهذا الشيء. و لا أنا . |
Internet'teki Bu şey için 100 papel ödedim. | Open Subtitles | دفعت مائة دولار لهذا الشيء على الإنترنت |
Jo'nun yerindeki Bu şey için... Doğru ya. Bugün Cadılar Bayramı. | Open Subtitles | لهذا الشيء في حانة "جو" الليلة، لذا... هذا صحيح، إنه الـ"هالوين". عيد... |
- Bu şey için birkaç parça daha sipariş etmeliyim. | Open Subtitles | -أجل علي طلب قطع غيار أخرى لهذا الشيء |
Bu şey için Lily'e 300 dolar ödedim. | Open Subtitles | {\pos(192,210)}$دفعتُ إلى (ليلي) قرابة 300 من أجل هذا الشيء |