Onu öldürürsek... bu evrenin de onunla birlikte yok olabileceğini söyleyenler var. | Open Subtitles | لو قتلناه000 فهناك احتمال حسب قول البعض,. ان هذا الكون سيذهب معه |
Bu, evrenin doğumundan kalan kozmik radyasyondu. | TED | لقد كان الإشعاع الكوني الذي وُجِدَ منذ ولادة الكون. |
Öyleyse bu, evrenin tarihinin sadece temel yasa tarafından belirlenmediği anlamına geliyor. | TED | إذاً الذي يعنيه ذلك هو أن تاريخ الكون ليس محدداً بالقانون الأساسي فقط. |
İşte bu evrenin görebildiklerimizden fazla boyutu olmasına dair bir açıklama. | TED | هذا شرح لكيفية أن الكون قد يحتوي على أبعاد إضافية أكثر مما نراه. |
Bu, evrenin bütününde gözlediğimiz bir örnek. | TED | وهذا هو النموذج الذي نراه في جميع أنحاء الكون |
Ve bu evrenin en başını anlamamızı sağlayacak olan dizilim olacak. | TED | وهذا سيكون تسلسل فهم البدايات الأولى لنشأة الكون. |
Yaşam çok hızlı oluştu ve bu, evrenin bambaşka bir yerinde yaşamın oluşma olasılığını gösterir. | TED | والحياة تشكلت بشكل سريع جدا ، وهذا يبشر جيدا بتشكل الحياة في مكان اخر في الكون أيضا. |
Büyük patlama bu evrenin sonu, yenisinin başlangıcı. | Open Subtitles | الانفجار العظيم ،نهاية الكون، وبداية الكون التالي ولن يمسك أي من هذا |
biliyoruz ki bu evrenin yapısı ve şeklinin... nihai açıklaması değildir. | Open Subtitles | نحن نعلم أنها ليست الوصف النهائي لشكل وهيكل الكون. |
Kulağa çılgınca geldiğini biliyorum ama belki bu evrenin bir işaretidir. | Open Subtitles | أعلم أن هذا أمر غريب ولكن لعل هذا نوعا ما إِشَارَة من الكون |
Bu, evrenin başlangıcında olan bitenin ardındaki prensiptir. | Open Subtitles | هذا هو المبدأ الذي يقف خلف ماحدث في لحظة بداية الكون |
Ne yaptığımı bilmiyorsun. bu evrenin beni cezalandırması diye düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | لا تعرف ما فعلته أنا، ولا يمكنني الكفّ عن التفكير في أنّها سنّة الكون في معاقبتي |
Bu,evrenin sonuna varana kadar böyle devam edecek. | Open Subtitles | و من شأن هذا الزخم حملها الى ابعد نقطة في الكون |
İşte tam o anda, yemeğe oturmak üzereyken, yaratmış olduğum krizin büyüklüğünü fark ettim. Çünkü bu iki devi, bu evrenin iki hakimini bir araya getirmek, Tokyo'nun ufuk çizgisinde Mothra'yı Godzilla'yla tanıştırmak gibiydi. | TED | وفي تلك اللحظة عندما جلسنا على العشاء أدركت حجم الخطر الذي أوجدته بإحضار هذان العملاقان , اثنان من سادة الكون كان كتقديم موثرا لغودزيلا في سماء طوكيو |
bu evrenin nasıl çalıştığı konusunda çok önemli. | TED | وهذا أساسي جداً في كيفية عمل الكون. |
Dünya ortada, etrafında kristal küreler var; Günes, Ay, ve gezegenler. Son olarak içinde yıldizların bulunduğu gök küre. Ve bu evrenin içindeki herşeyin yeri belli. | TED | الأرض في الوسط، ويوجد هذه البلورات الكروية، الشمس، القمر، الكواكب، و أخيراً الكرات السماوية حيث توجد النجوم، و كل شيء في هذا الكون لديه مكان. |
İşte bu evrenin büyüklüğünü ve ne kadar karanlık olduğunu gösteriyor. | TED | هكذا هو حجم الكون ومقدار ظلمته. |
Tüm bu modern teknoloji, evrenden gelen ve tespit etmeye çalıştığımız son derece soluk ışıkları tamamen bastıracak güçlü sinyaller yayıyor. Dünya dışından, evrenin kalanından gelen ışıkları, ki bilesiniz diye söylüyorum, bu, evrenin büyük çoğunluğu oluyor. | TED | تضع كل هذه التقنية الحديثة إشارات قوية التي يمكن أن تغمر بالكامل هذا الضوء الباهت المتزايد الذي نحاول كشفه من بقية الكون خارج الأرض، الذي هو للعلم فقط يشكّل أغلب الكون. |
Eğer sayılar yaşadığımız olağanüstü evrenin kurallarını ifade edebilirse, onlardan bir tür tersine mühendislikle bu evrenin bazı basit yapı taşlarını açığa çıkarabiliriz. | TED | إن كان الأرقام تعبر عن قوانين هذا الكون البديع الذي نعيش فيه، برهنت، عن طريق نوع من الهندسة العكسية أنه في الإمكان أن نستقرئ منها بعض الأمور البنيوية الأساسية في هذا الكون. |
Eğer bu evrenin yaşıysa, o zaman bu da dünya üzerinde yaşamın yaşı. | TED | إذا كان ذلك هو عمر الكون ، إذا هذا هو عمر الحياه على الأرض . |