Bu işi bitirmenin tek yolunun bu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت بأنّ هذه هي الطريقة الوحيد لإنهاء هذا. |
Haftalardır bu avın peşindeyiz. Bu işi bitirmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | نحن نطاردهم منذ أسابيع حان الوقت الآن لإنهاء هذا |
Şimdi benimle kavga etmek mi yoksa Bu işi bitirmenin yolunu bulmak mı istersin? | Open Subtitles | فهل تود قتالي، أم إيجاد وسيلة لإنهاء هذا المأزق؟ |
Bu işi bitirmenin tek yolu var. | Open Subtitles | هناك سبيل وحيد للخروج من هذا الموقف |
Bu işi bitirmenin tek yolu var. | Open Subtitles | هناك سبيل وحيد للخروج من هذا الموقف |
Bu işi bitirmenin en iyi yolu Gerald'ın dükkânda ortaya çıkmasını sağlamak ve babası kızı öldürmeden önce onu işbirliğine ikna etmek. | Open Subtitles | إذن فالطريقة الأمثل لإنهاء هذا الموضوع هى أن نستدرج "جيرالد" إلى المتجر ونقنعه بمساعدتنا قبل أن يقتل والده الطفلة |
Bu işi bitirmenin vakti geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لإنهاء هذا |
O değil. Bu işi bitirmenin tek yolu sen ve ben Lane, yüz yüze. | Open Subtitles | الطريقة الوحيّدة لإنهاء هذا هو أنا وأنت يا (لين)، وجهاً لوجه. |
Iris yapmamam gerektiğini düşünüyor ama Bu işi bitirmenin tek yolu onu öldürmem. | Open Subtitles | لا تظن (أيريس) أنه يجدر بي فعل هذا ولكن السبيل الوحيد لإنهاء هذا هو إذا قتلته |