bu ilaçların vücut içerisindeki seyahatlerinde korunabilmesi için kaplama (kapsülleme) çabalarından benimki gibi çalışma alanları ortaya çıktı. | TED | لذلك أنشئت مجالاتٌ مثل مجالي لمحاولة تغليف هذه الأدوية لحمايتها أثناء سفرها داخل للجسم. |
Hala sorunumun ne olduğu hakkında bir fikriniz yok, ama bu ilaçların beni iyileştireceği söylüyorsunuz. | Open Subtitles | لازلتم لا تعرفون ما بي و لكن هذه الأدوية ستحسن من حالتي |
bu ilaçların bazılarıyla semptomların bazılarını elemeyi başarıyorlar. | Open Subtitles | حققوا نجاحاً بإزالة بعض الأعراض بواسطة هذه الأدوية |
bu ilaçların işe yaramadığı birçok hasta var. | TED | هناك الكثير من المرضى لا تُجدي معهم هذه العقاقير. |
Gerçekte ise bu ilaçların çoğu steroid değil. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة أن الكثير من هذه العقاقير ليست سترويد على الإطلاق |
bu ilaçların büyülü olma ihtimali yok mu rüyalarınız, büyülü iksirlerin bir ürünü olamaz mı? | Open Subtitles | إذاً، كل ما تعرفيه أن هذه الجرعات كانت كالسحر أحلامك، التى أتت من أكسير السحر |
Fakat bu ilaçların insanlar üzerindeki etkilerini test etmiyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يفحصونها ليروا ما هي تأثيرات هذه الأدوية على البشر، |
bu ilaçların patentleri ise bir grup Batılı ilaç firmasının elindeydi ve o onlar da bu patentleri ulaşılabilir yapmak konusunda pek de gönüllü değillerdi. | TED | براءات الإختراع على هذه الأدوية كانت مملوكة لبعض شركات الادوية الغربية والتي لم تكن بالضرورة على إستعداد لجعل براءات الإختراع تلك متاحة. |
bu ilaçların çok fazla yan etkisi var, çünkü karmaşık bir psikiyatrik bozukluğun tedavisi için bunları kullanmak arabanızın motor yağını motor bloğunun tamamının üzerine yağ dökerek değiştirmeye benzer. | TED | هذه الأدوية لها الكثير من الأضرار الجانبية لأن استخدامها لعلاج اضطرابات نفسية معقدة تماما مثل تغيير زيت السيارة بفتح العلبة وسكبها فوق المحرك |
Ne bu ilaçlardan birinin ne de bu ilaçların metabolitlerinin... | Open Subtitles | لا هذه الأدوية... ولا الأدوية التي اشتقّت منها... |
Çünkü ilaçlar, onun hastalığına yardımcı olmuyor ve bu ilaçların izinin ona ulaşmasını istememiş. | Open Subtitles | لأن هذه الأدوية لا تساعدها في مرضها -ولم يرد أن يتعقبوه بهذه الفعله |
Dennis, eğer yaşamak istiyorsan şu anda bir karar vermen gerekiyor. Çünkü bu ilaçların etkisi pek sürmez. | Open Subtitles | "دينس" يتحتم عليكَ إتخاذ القرارَ الآن لو كنتَ ترغبٌ حقّاً في الحياة لأنَّ هذه الأدوية آثارها قصيرة الأجل |
bu ilaçların zamanı durdurduğunu söylüyorsun. Tam olarak değil. | Open Subtitles | يبدو كأن ماتقوله أن هذه العقاقير توقف الوقت. |
bu ilaçlar piyasaya çıkmış. Çok fazla sayıda hastaya reçete edilmişler, çünkü kalp krizi oldukça yaygın bir hastalıktır. Ve bizim bu ilaçların aynı zamanda ölüm oranlarını artırdığını bulmamız o kadar uzun sürdü ki, bu ilaçların güvenilirliğine ilişkin bu sinyalleri alana dek, Amerika'da, anti-aritmik ilaçlar yüzünden yüz bin kişi yok yere hayatını kaybetti. | TED | تم احضار هذه العقارات الى السوق، تم وصفها بشكل واسع النطاق لأن الأزمات القلبية هي شيء شائع قد أخذنا وقت طويل لنجد بأن هذه العقاقير أيضا قد سببت ازدياد معدل الوفاة كان ذلك قبل أن نكتشف مؤشر السلامة هذا أكثر من مئة ألف شخص توفوا بدون سبب حقيقي في أمريكا بسبب وصفة عقار مضاد اضطراب ضربات القلب |
Öyleyse bu ilaçların bilişsel güçleri mi var-- hastaysanız sizi iyileştirip; | Open Subtitles | --إذاً هذه العقاقير لديها قوة إدراك ،إذا كنت مريضاً ستساعدك |