Bunun üzerine o, bir görüntüleyici ve fizikçi olarak, bu inanılmaz şeyi yaptı. | TED | حسنا ، هي مصورة وفيزيائية، قامت بعمل هذا الشيء الرائع. |
Büyüdüğünde bu inanılmaz şeyi yarattı, bu kadın bedeninin anatomik bir maketi, yarım bir kadın vücuduydu, | TED | لهذا عندما كبرت ابتكرت هذا الشيء الرائع انه تمثال تشريحي لجسد امراة، انه نصف جسد امراة |
Yani bu inanılmaz şeyi sen yazdın ve kimseye söyledin mi? | Open Subtitles | أنتِ كتبتي هذا البرهان الرائع و لم تخبري أحداً؟ |
Yani bu inanılmaz şeyi sen yazdın ve kimseye söyledin mi? | Open Subtitles | أنتِ كتبتي هذا البرهان الرائع و لم تخبري أحداً؟ |