Uluslararası yasal tanıma göre bu insanların pek çoğu mülteci olarak nitelenebilir. | TED | والعديد من هؤلاء الناس ينطبق عليهم مفهوم لاجئ حسب المفهوم العالمي القانوني. |
Baba bu insanların ne kadar detaycı olduğunu tahmin edemezsin. | Open Subtitles | أبي أنت لا تعرف هؤلاء الناس لأي درجه هم انتقاديون |
Bunu herkesin bilmesini sağlar bu insanların hak ettiklerini bulmalarını sağlardım. | Open Subtitles | سأحرص على أن يعرف الجميع ذلك وأن ينال أولئك الناس جزاءهم |
Hala bu insanların kim olduğunu anlamadınız mı? İyi olmayacaklar. | Open Subtitles | أنت تعرف من هم أولئك الناس لن يكونوا لطفاء معنا |
bu insanların yalancı olduğuna katılıyorum. Buraya bizi kurtarmaya gelmediler. | Open Subtitles | أوافقك بأنّ هؤلاء القوم كاذبين ولم يأتوا إلى هنا لإنقاذنا |
Fakat bu insanların kim olduklarını mülteciler ve göçmenlerden bahsederken genellikle es geçeriz, çünkü bunu istatistikler üzerinden yaparız. | TED | ولكن عادة ما تضيع هوية هؤلاء الأشخاص في طريقة تحدثنا عن اللاجئين والمهاجرين، لأننا عادة ما نستعمل الإحصاءات لذلك. |
bu insanların hepsinin geleceği bu birlikteliğe bağlıydı. Bu durumda... | Open Subtitles | كُلّ أسهم مستقبل هؤلاء الناسِ كَان يعتمد على هذا التحالفِ. |
bu insanların 100 tanesinden yapmak üzere 6 yıllık bir proje. | TED | ويدور حول مشروع الست سنوات لصناعة 100 من هؤلاء البشر |
bu insanların kalacak düzgün bir yere ve yiyeceğe ihtiyaçları var bunu temin etmekte bize kalıyor. | Open Subtitles | هولاء الناس الفقراء صنعوا هذه الاقامة انا ماعندي غذاء يكفيهم هذا يعود لنا |
bu insanların benimle konuşmak istemelerini seviyorum. Sezon bittiği zaman... - Ne? | Open Subtitles | مثل هؤلاء الناس يريدون التحدث معي .. اسمعي ، عندما ينتهى الموسم |
Bak, bu insanların işi yok... yiyeceği yok, eğitimi yok, geleceği yok. | Open Subtitles | انظروا، هؤلاء الناس ليس لهم وظائف لا غذاء، لا تعليم، لا مستقبل |
Eğer bu insanların görevden alınması gerekiyorsa, kanıtları görmek istiyorum. | Open Subtitles | إذا كان هؤلاء الناس بحاجلة لإستبدال أريد أن أرى الأدلة |
O zaman düşündüm ki, bu insanların hikayelerini yüceltebilirim. Cesaretli olmayı izliyordum. | TED | فكّرت بعدها، أنّي أريد أن أنهض بقصص أولئك الناس الذين شاهدتهم يظهرون الشجاعة في تلك اللحظة. |
20 milyon bu insanların hayal ettiklerinden bile fazla. | Open Subtitles | عشرون مليون دولار مبلغ يفوق ما حلم به أولئك الناس يوماً |
bu insanların eşleri, çocukları, ve ödeyecekleri ipotekleri vardı. | Open Subtitles | أولئك الناس لديهم أزواج وزوجات، وأطفال وديون |
bu insanların mutlaka bir planı vardır. Bizim de olması gerek. | Open Subtitles | من الواضح أنّ لدى هؤلاء القوم خطّة وستكون لدينا واحدة أيضاً |
Ve bu insanların, yaşam alanları üzerine bilgi birikimleri inanılmaz. | TED | والمعرفة التي يملكها هؤلاء الأشخاص عن البيئة الطبيعية هي مذهلة |
bu insanların hepsinin geleceği bu birlikteliğe bağlıydı. Bu durumda... | Open Subtitles | كُلّ أسهم مستقبل هؤلاء الناسِ كَان يعتمد على هذا التحالفِ. |
Şimdi yaklaşık 7.4 milyar insana ve bu insanların dağılımının gösterildiği bir haritaya bakıyorsunuz. | TED | أنت الآن تنظر فقط إلى 7.4 مليار نسمة في هذه الخريطة التي رُسمت بالتناسب مع هؤلاء البشر |
Ve şimdi bu lokantada, tüm bu insanların önünde hepsi açığa çıkıyor? | Open Subtitles | و ها هى تظهر كلها الآن, هنا ,فى المطعم أمام كل هولاء الناس |
bu insanların nesi var bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا اعلم ما هو الخطب بهؤلاء الناس لم اكن لأفعل ذلك ابداً |
bu insanların yılda iki defa, kuru odun almaya hakları var. | Open Subtitles | يسمح لهؤلاء القوم بمكيالين كحد أقصى من الأغصان اليابسة بالعام، |
Asker göndermemiz, bağımsızlığını kazanmaya çalışan bu insanların dünyada isteyeceği en son şey olurdu. | Open Subtitles | ستكون آخر شيء في العالم يوده أولئك القوم الذين يحاولون الفوز بإستقلالهم |
bu insanların onu buradan götürmene izin vermeyeceğini görmüyor musun? | Open Subtitles | الا ترى ان هؤلاء الاشخاص لن يتركوك تاخده خارج هنا |
O bu insanların tüm hayatı bile almaya çalışıyorlar edilir. | Open Subtitles | لقد كان يحاول أن يتعادل مع أولئك الأشخاص طوال حياته |
Sonra, "Ben kim oluyorum da sırf kocamı gen istiyorum diye bu insanların hayatlarını alıyorum" diye düşündüm. | Open Subtitles | وفكرت : من أنا لأنهي حيوات كل هذه الناس فقط لأنني أريد زوجي أن يعود ؟ |
bu insanların geri kalan hayatlarını korku içinde geçirmelerini mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريدون هذا الشعب ان يعيش فى خوف باقى حياته ؟ |
bu insanların kurtarılmalarındaki tek umut, benim yüzümden suya düştü. | Open Subtitles | لقد ضاعت الفرصة الوحيدة لهؤلاء الأشخاص لكي يتم إنقاذهم بسببي |