Banning Şirketi için iyi iş çıkardığımı biliyordum ama Bay Banning'in bu kısa sürede, beni fark edeceği aklıma gelmedi. | Open Subtitles | عرفت بأنني كنت أفعل عمل جيد لشركة بانينج الدولية لكني لم أعرف السيد بانينج سيأخذ ملاحظات كثيرة عني بهذا السرعة |
Banning Şirketi için iyi iş çıkardığımı biliyordum ama Bay Banning'in bu kısa sürede, beni fark edeceği aklıma gelmedi. | Open Subtitles | عرفت بأنّني كنت افعل عمل جيد لشركة بانينج الدولية لكنّي لم أعرف السّيد بانينج سيأخذ ملاحظات كثيرة عني بهذا السرعة. |
Onun derin zekâsına ve onu tanıma şansına nail olduğumuz bu kısa zamanda üzerimizde bıraktığı derin etkiye bir övgü olmasını diliyoruz. | Open Subtitles | تكريماً لذكائه العميق و تأثيره علينا كلنا في الوقت القصير الذي حالفنا فيه الحظ لنتعرف عليه |
Fakat geçirdiğimiz bu kısa zamanda dürüstçe söyleyebilirim ki sana sana deliler gibi tutuldum. | Open Subtitles | لكن في الوقت القصير الذي أمضيناه, يمكنني القول أنني وقعت بجنون, في عشقك. |
bu kısa duayı hatasız tekrarlarsan sondan başa doğru kimin önce silahı sola vereceğine karar verebileceksin. | Open Subtitles | ...لو تمكنتى من تلاوة الصلاة التالية، والتى هى أقصر بكثير ...من البداية للنهاية بدون أخطاء ...لن تحددى فقط من سيكون من نصيبه الضربة الأولى |
Maalesef, oturmanın olumsuzlukları bu kısa süreli etkilerle sınırlı değil. | TED | وللأسف فإن الآثار السيئة للجلوس ليست فقط على المدى القصير |
bu kısa film "Beynin Gizli Hayatı" isimli PBS belgeselinden. | TED | هذا مقطع من مسلسل تلفزيوني ، "الحياة السرية للدماغ". |
bu kısa zaman dilimi içinde o kadar mesafe katetmek çok zor. | Open Subtitles | هناك الكثير على الأرضية للتخفي في تلك المسافة القصيرة من الزمن |
Birlikte geçirdiğimiz bu kısa anı hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسى أبداً هذه الفترة القصيرة التي قضيناها سوياً |
bu kısa duayı hatasız tekrarlarsan sondan başa doğru kimin önce silahı sola vereceğine karar verebileceksin. | Open Subtitles | ...لو تمكنتى من تلاوة الصلاة التالية، والتى هى أقصر بكثير ...من البداية للنهاية بدون أخطاء ...لن تحددى فقط من سيكون من نصيبه الضربة الأولى |
bu kısa vadeli çözüm, ama bir de uzun vadeli çözüme ihtiyacınız var. | TED | هذا هو الحل على المدى القصير ولكنها تحتاج أيضا إلى حل طويل الأجل. |
bu kısa vadede. Bu işin alev kısmı. | TED | هذا على المدى القصير . ذلك الجزء المشتعل . |
Karess Taylor-Hughes ve Samantha Masters adında iki karakteri içeren bu kısa videoda Onları Baltimore sokaklarını arşınlarken ve potansiyel seçmenleri ikna etmeye çalışırken görüyoruz. (Video) Samantha Masters: Hey, orada düzgün biri var | TED | هذا مقطع فيه "كاريس تيلور هيوز" و "سامانثا ماسترز"، شخصيتان في الفيلم، و هما تسلكان شوارع "بالتيمور" و تحاولان أن تقنعا ناخبين محتملين. |
bu kısa olan evinden bir pizza dükkanına yapılmış. | Open Subtitles | هذه القصيرة من شقته الى مشترك البيتزا |
Ama asıl etkileyici olan bu kısa sürede yeniden göreve geldin, terfi ettin ve açığa alındın. | Open Subtitles | لكن الاكثر اثارة للاعجاب هو واقع اعادة تعيينك، ترقيتك و توقيفك خلال تلك الفترة القصيرة |
Burada olduğum bu kısa süre boyunca Roma'ya âşık oldum bile. | Open Subtitles | إنني أشعر أنني أقع في غرام (روما) تماماً... في خلال تلك الفترة القصيرة التي أمضيتها هنا. |