Zayıf ve bitap durumdayken Bu kavgayı sürdüremezsin. | Open Subtitles | انت لا تستطيع ان تقاتل في هذه المعركة إذا كنت محطما وضعيف |
Uluslararası markalardan Bu kavgayı dolar, pound ve Euro için vermek yerine insan sermayesi, | Open Subtitles | أطلب من الماركات العالمية لتحويل هذه المعركة بالدولار، بالليرة واليورو. |
Buraya beni görmeye, verdiğimiz bu savaşı, Bu kavgayı dinlemeye geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim. | Open Subtitles | لذا أريد أن أشكركم جمعياً على حضوركم اليوم لرؤيتي، للسماع حول هذه المعركة في هذه الحرب التي نخوضها |
Bu kavgayı gerçekten istiyorsan bu senin son umudun demektir. | Open Subtitles | سيكون هذا املك الوحيد اذا اردت حقا خوض هذا القتال |
bir parça şerefin varsa, Bu kavgayı durdurmalısın. Bu bir cinayet! | Open Subtitles | إذا كان لديك ذرة من الشرف باقية عليك وقف هذا القتال ، هذه جريمة |
dilerim Bu kavgayı bitiririz olabilir olabilir | Open Subtitles | أتمنى أن نحل هذا الخلاف يمكن هذا أن يحدث يمكن هذا أن يحدث |
Aranızdaki Bu kavgayı bastırmak için fırsat olur size. | Open Subtitles | و ستحصلات على فرصة لإنهاء هذا الخلاف |
Bu kavgayı uzatmaya niyetliyim, karar senin. | Open Subtitles | وأنا على استعداد لإطالة هذه المعركة لذا، القرار قراركِ |
Bu kavgayı kazanacağız. | TED | نحن في طريقنا للفوز في هذه المعركة. |
Hey, Bu kavgayı ben istemedim. | Open Subtitles | لم أختر هذه المعركة |
Bu kavgayı o kadın istedi. | Open Subtitles | هي أرادت هذه المعركة |
Crick'e karşı Bu kavgayı kazanamazdım. Sadece umutsuz bir şansım vardı. | Open Subtitles | لن نفوز في هذا القتال, لدي فرصة يائسة وحيدة. |
Bu kavgayı başlatan sensin! | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي بدأت هذا القتال |
Bu kavgayı yapmak mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | أتريدان الدخول في هذا القتال حقاً ؟ |
Bu kavgayı bile almamalıydım. | Open Subtitles | لاينبغي علي حتى قبول هذا القتال |