- Sakın kişisel alma. - Ama bu kişisel bir durum! | Open Subtitles | لا داعي لاعتبار الأمر شخصياً إن الأمر شخصي |
bu kişisel. Yazamazsın. | Open Subtitles | .اعتقدت أن هذا شخصي لا يمكنك الكتابة عن هذا |
bu kişisel değil, en iyi yalanı bulmak için çalışıyoruz. | Open Subtitles | ليس شيء شخصي نحن فقط نحاول الخروج بأفضل كذبة ممكنة |
Ama, bu kişisel yaşam, yüzüne yeterince hızlı çarptığında, elinde olmadan işini etkiler, ve böylece hastanenin sorunu olur. | Open Subtitles | لكن حينما حياتك الشخصية تضرب أنفك بقوة كافية لن تقاوم سوى التأثير على عملك ومن ثم تصبح مشكلة المستشفى |
Kapa şunu, Steckle, bu kişisel bir şey. | Open Subtitles | أغلق ذلك يا ستيكل, إنه أمر شخصي |
Dinle, seni hatırlamadığım için üzgünüm. bu kişisel bir şey değil. | Open Subtitles | اسمعي، آسف أنني لا أتذكرك فليست مسألة شخصية |
Senin için... bu kişisel. | Open Subtitles | بالنسبة لكِ الأمر شخصي, عندما نرى طفلاً مقتولاً |
Yani bu kişisel mesele mi yoksa iş mi? | Open Subtitles | أهذا الأمر شخصي أم يتعلق بالعمل فقط إذن ؟ |
bu kişisel bir şey anne. Bunu anlayabileceğini biliyorum. | Open Subtitles | الأمر شخصي يا أمي وأعرف أن بمقدورك استيعاب ذلك |
Oh, hayır, bu kişisel. | Open Subtitles | أوه ، لا . هذا شخصي |
Sorarım sana bu kişisel mi? | Open Subtitles | لذا سؤالي هو... هل هذا شخصي الآن؟ |
Evet, dünyadan yürüyüp giderseniz, ve Amerika takımı kaybederse bu kişisel değildir, Ulusaldır. | Open Subtitles | حسناً عندما تدخل إلى عوالم الفرق الامريكية فهذا ليس شيء شخصي إنه وطني |
Bakın beyler, hepimiz bu işi para için yapıyoruz. Yemin ederim ki, bu kişisel bir şey değil. | Open Subtitles | إسمعا يا رفاق، كلنا هنا لنجني المال ولا شيء شخصي هنا |
Beni aramadan Archer dosyasını toparlamak için gittiğinde bu kişisel bir ziyaret mi oluyor? | Open Subtitles | - أكان الأمر شخصياً عندما اتصلت بي للدعم؟ |
bu kişisel bir şey değildi. | Open Subtitles | لم يكن الأمر شخصياً |
Hayatımda aldığım en iyi yardım; bu kişisel bağlantılarımdan ve empatiyle dinlenmekten geldi. | TED | الان في حياتي أفضل مساعدة تلقيتها على الإطلاق كانت من تلك العلاقات الشخصية و كوني أستمع لها بطريقة متعاطفة |
Hayır, hayır. bu kişisel. | Open Subtitles | كلا ، إنه أمر شخصي |
Bak, bu kişisel mesele artık çok büyüdü. | Open Subtitles | النظرة، هذه كانت مسألة شخصية الذي نفخ مخرج النسبة. |
- bu kişisel bir şey. | Open Subtitles | هذا أمر شخصى نوعا ما |
Evet, bu kişisel bir şey. Bir iyilik istedim. | Open Subtitles | نعم ، هذا أمر شخصي أنا أطلب خدمة |
Hayır, bu sözleşmeli bir iş değil, bu kişisel ve vahşiceydi. | Open Subtitles | هذا لم يكن عمل قاتل مأجور بل كان شخصياً وعنيفاً |
Sakın "bu kişisel birşey deme,"! | Open Subtitles | ولا تُقل إنه شخصي |
- bu kişisel olur. | Open Subtitles | ــ اللعنة عليكِ لقد جعل الأمر شخصيّ |