Eğer bu konuşmadan hiçbir şey hatırlamayacaksanız, günde üç gram balık yağı kalp krizi ve ani ölüm riskinizi yüzde 50-80 oranın düşürür. Günde üç gram; bir gramlık kapsüllerde satılırlar -- | TED | إذا لن تتذكر أي شيء أخر من هذا الحديث, 3 جرامات من زيت السمك في اليوم تقلل خطر الاصابة بالذبحة الصدرية والموت المفاجيء بنسبة 50 الى 80%. 3 جرامات في اليوم; تأتي في كبسولة جرام واحد -- |
Peki şimdi, bu konuşmadan almak istediğiniz ana fikir ne? | TED | وما اريدكم ان تخرجوا منه من هذه المحادثة |
Açık söyleyeyim bu konuşmadan birine bahsedersen bir daha şapka takamazsın. | Open Subtitles | لكى نكون واضحين أخبر أحد عن هذه المحادثه ولن ترتدى قبعه مره أخرى |
bu konuşmadan hatırlamanızı istediğim şey, evet, vajinal yolla doğan ve anne sütüyle beslenen bebekler bizim evrimle alıştığımız mikrobiyotaya sahip. Ancak bunun mümkün olmadığı durumlarda olumsuz sonuçları azaltmanın yolları var. | TED | ما أتمنى أن تتذكروا من هذه المحادثة هو نعم، الأطفال المولودون طبيعياّ ويرضعون من ثدي الأم لديهم ميكروبات قد تطورت لتتلاءم معهم، لكن في الحالات غير الممكنة، هذا يعني تقليل الآثار الصحية السلبية. |
bu konuşmadan bir şeyler çıkarmak zorunda olacak olan zavallı FBI teknisyeni için gerçekten de acıklı bir durum. | Open Subtitles | إنني أشفق علي فني المباحث الفيدرالية المسكين الذي سيضطر لاستنباط المعلومات من هذه المحادثة |
O benim yoğurdum, ve bu konuşmadan böyle kolayca kaçamazsın. | Open Subtitles | هذا الزبادي لي، ولا يمكنك الخروج من هذه المحادثة بهذه السهولة. |
Baba bu konuşmadan uzaklaşır mıydı? | Open Subtitles | هل سيتهرب الأب من هذه المحادثه ؟ |
Biliyorsunuz, bunların hepsi müthiş şeyler, ama sizin bu konuşmadan edindiğiniz fikrin bu büyük soruların bir kısmını yanıtlamasını umut ederim, bu molküler programlama, sadece cihazlar yapmakla ilgili birley değil. | TED | كما ترون الامر ممتع جداً وما اريده من هذه المحادثة هو ان اكون " متأملاً " هو اكون قد وضحت بعض الاجابات عن الاسئلة المبهمة وان اكون قد وضحت ان البرمجة الجزيئية ليست فحسب محض " تسلية " |