Bize düşen bu mahkemede yapacaklarımız ve söyleyeceklerimiz. | Open Subtitles | و علينا في ما نقوله و ما نفعله في قاعة المحكمة هذه |
Oğlum bu mahkemede onun sayesinde bulunuyor. | Open Subtitles | إبني يجلس في قاعة المحكمة هذه بسببه |
bu mahkemede seni bırakmayacağım.. ..bu doğru size meydan okuyorum. | Open Subtitles | أود أن أعلن في هذه المحكمة انني لن ادعك على قيد الحياة |
Beyaz olsaydı, bu mahkemede olup, hayatı için savaşmazdı. | Open Subtitles | لو كان أبيضاً لما كان يقف في هذه المحكمة يقاتل لتستعيد حياتهُ |
bu mahkemede açıklanmaması veya yükselmemesi gereken hiç bir konu yok. | Open Subtitles | من الأفضل ربما ألا تطرح لا توجد أي مواضيع أو آثار ثانوية قد لا تطرح بهذه القاعة |
Bunu nasıl yaptığını gördünüz. Burada bu mahkemede yaptı. | Open Subtitles | لقد رأيتموه يفعل ذلك، وقد قام به هنا بهذه القاعة |
Peki, bu mahkemede Ahsoka'yı kim temsil edecek Amiral. | Open Subtitles | ومن سيمثل اسوكا فى هذه المحاكمة , ايها الادميرال؟ |
Sayın hakimler, bu mahkemede sessizce oturmak niyetindeydim. | Open Subtitles | يا حضرة القاضي... كنتُ راضيا بالجلوس صامتا خلال هذه المحاكمة |
Ben bu mahkemede evlendim. | Open Subtitles | لقد تزوجت في قاعة المحكمة هذه |
bu mahkemede evlendim! | Open Subtitles | لقد تزوجت في قاعة المحكمة هذه |
Ve buna bu mahkemede bir dur diyeceğiz. | Open Subtitles | دعونا نوقف هذا وسوف أكون هنا في هذه المحكمة. |
bu mahkemede karşıma yetişkin olarak çıkarsan, onu hücre arkadaşın yapacağım. | Open Subtitles | إذا ظهرت في هذه المحكمة بعد بلوغ سن الرشد سأتأكد من أن يكون صاحبك في الزنزانة |
bu mahkemede bulunmamanız gerekiyor, ...dahası Adalet Bakanlığını sevmem, ...bu nedenle lütfen oturun ve bölmeye son verin. | Open Subtitles | أنت لا شأن لك في هذه المحكمة كما أنني لا أحب وزارة العدل لذلك فاجلس وكفَّ عن المقاطعة |
bu mahkemede başlayan tören salgın ve amansız bir hastalık gibi tüm ülkeyi süpürdü! | Open Subtitles | وبدأت طقوس ذلك بهذه القاعة... وتفشـّت حول أرجاء البلاد كالوباء الفتـّاك المتوحش |
Bay Hauptmann, bugün bu mahkemede tüm gerçeği anlatma fırsatınız vardı. | Open Subtitles | سيّد (هابتمان) لقد نلت فرصة بهذه القاعة لإخبار الحقيقة الكاملة. |
Janning'in söyledikleri ve kaderi bu mahkemede ortaya konulan en çarpıcı gerçekleri yansıttı. | Open Subtitles | إن سجل (يانينج) ومصيره... يوضحان بجلاء الحقيقة الصارخة التي نبعت من هذه المحاكمة |
O zaman bu mahkemede Sofia Robbin Sloan Torres'ın tam velayet hakkını belirleyecek duruşmayı başlatıyorum. | Open Subtitles | إذن هذه المحاكمة ستنعقد الآن لتحديد حق الحضانة الحصري (لـ (صوفيا روبينز سلون توريس |