| bu sürecin arkasındaki faktörler çeşitli ve karmaşık, ancak yaşlanma, en nihayetinde hücre ölümü ve bozulması ile oluşur. | TED | إن العوامل المحرّكة وراء هذه العملية متنوعة ومعقدة، ولكن الشيخوخة هي في نهاية المطاف ناجمة عن موت الخلايا وخللها. |
| Hayır, doktor bu sürecin çok önemli bir parçasıdır, inan bana. | Open Subtitles | لا, الدكتور هو جزء هام جداً من هذه العملية, ثقي بي. |
| bu sürecin sonunda, farklı plastikleri içeren bir karışım elde edilir. Bu karışımda farklı kalitelerde çok çeşitli plastik malzemeler vardır. | TED | ونحصل في نهاية هذه العملية على مركب من البلاستيك الممزوج أنواع كثيرة من البلاستيك ودرجات كثيرة من البلاستيك |
| Şimdi bu sürecin hayatımız için ne kadar önemli olduğunu anlayabilirsiniz. | TED | والآن يستطيع الفرد منّا أن يفكر بمدى أهمية تلك العملية لحياتنا. |
| Sen bu sürecin temel taşısın sonuçta. | Open Subtitles | أعني، أنت ضروري لهذه العملية. |
| Ben siyasi davranmamız gerektiğini ve bu sürecin şu anki durum olan tıbbileştirilmiş modelden farklı olması için uğraşmamız gerektiğini düşünüyorum. | TED | أنا أعتقد أنه يجب ان نكون سياسيين ونبدأ بإستعادة هذه العملية من النموذج الطبي كما يحدث حالياً. |
| Bu benim için çok güzel bir şey ve bu sürecin bir parçası olmak beni daha çok minnettar yapıyor. | TED | بالنسبة لي، هذا مثير للدهشة، ويجعلني حتى أكثر امتنانًا لأكون جزءًا من هذه العملية. |
| Yeni olan şey ise, eskiden günler ya da aylar alan bu sürecin, teknoloji sayesinde | TED | الجديد هو أن هذه العملية كانت تستغرق أيام أو شهور من التحليل |
| Eğitimi vurguluyoruz ve bu sürecin kendini yenilemesini sağlıyoruz. | TED | نؤكد على التدريب نتأكد من أن هذه العملية قابلة على التجدد |
| bu sürecin ayrılmaz parçası da ön yargılarımızı en aza indirgemek. | TED | وانغماسنا في هذه العملية هو طريقة للحد من تحيزنا. |
| bu sürecin bana risk almayı öğrettiğini hatırlatıyor. | TED | وتُذكِّرني بأن هذه العملية كان لها الفضل في إكسابي فن خوض المخاطر. |
| İkincisi, oh ikincisi, bu sürecin | TED | الشئ الثاني .. الشئ الثاني هو ان هذه العملية |
| Bugün gördüğümüz büyük uyduları bu sürecin sonunda hayatta kalabilen ve kararlı hale gelmeyi başaran ölüm dönüşlerini durdurabilen ve bugünki yerlerinde kalabilmeyi başaranlardır. | Open Subtitles | الأقمار الضخمة التي نراها اليوم ما هي إلا الأخيرة التي تمكّنت من الاستقرار في نهاية هذه العملية |
| bu sürecin işleyiş biçimini oldukça fazla büyütmüşsün gözünde. | Open Subtitles | لقد بالغتَ بشكل كبير حول قيمتُكَ، في هذه العملية |
| bu sürecin ne kadar sinir bozucu olduğunu biliyoruz gereksiz yere uzatmak da istemiyoruz. | Open Subtitles | نعلم أن هذه العملية كانت مرهقة للأعصاب ولا نريد الإستعجال في ذلك وخصوصاً كما تعلمون |
| Zaman içerisinde, bu sürecin sonunda gezegene dönüşürler. | Open Subtitles | مع مرور الوقت، هذه العملية تؤدي بهم لتصبح كواكب |
| Öncelikle jürinin değerli üyelerine bu sürecin bir parçası olmak üzere yoğun programlarından vakit ayırdıkları için teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | أولاً أود أن أشكر سيدات وسادة هيئة المحلفين لأخذ وقت من جدولهم المزدحم، ليكونوا جزءً من هذه العملية. |
| bu sürecin gezegenden gezegene tekrarlandığını her birinin, bir diğerine yaşam getirdiğini hayal edin. | Open Subtitles | تخيل تكرار تلك العملية من عالم لآخر كل واحد يجلب الحياة للآخر |
| bu sürecin ortaya çıkardığı siber suçların ciddiyeti de yadsınamaz. | Open Subtitles | الجرائم الرقمية التي تولدت بسبب تلك العملية خطيرةٌ للغاية، |
| Larry Lessig de bu sürecin içine dahil olacak ve çeşitli araçlar ekleyeceğiz, bu sayede gençlerin bu eğitimleri kendi tarzlarını yansıtacak şekilde sunmasını sağlayacağız. | TED | في عمل مع لاري ليسيغ، سيتم في مرحلة ما من تلك العملية نُشر مع أدوات و حقوق طبع محدودة الاستعمال، ليتمكن الشباب من دمجه وتقديمه بطرقهم الخاصة. |
| Sen bu sürecin temel taşısın sonuçta. | Open Subtitles | أعني، أنت ضروري لهذه العملية |
| Sadece sen ve bu sürecin artık ayrılması felsefi olarak. | Open Subtitles | انه مجرد اننا نشعر ان ذلك حسناً,أنتوالبرنامج.. انفصلتما.. بشكل فلسفي |