Neyse ki, bilimsel ilerlemeler ve açıkçası, ekonomik gerçekler bu seçeneği her gün daha az uygulanabilir kılıyor. | TED | لحسن الحظ، التقدم العلمي وبصراحة، الحقائق الاقتصادية جعل هذا الخيار أقل قابلية للحياة كل يوم. |
İçler acısı bir olay. Belki de Suriyelilerin yalnızca %9'unun bu seçeneği seçmesinin nedeni bu. | TED | انها حياة بائسة، وربما كان هذا السبب، في الواقع، بأن تسعة في المئة فقط من السوريين لجأوا الى هذا الخيار. |
Kaçırılma poliçesi, sigortalının yer beliryeyici çipi olması halinde indirim yapar, ve ben tahmin ediyorum ki sen bu seçeneği seçtin. | Open Subtitles | التأمين على الاختطاف يمنح خصما عندما يكون المُؤمن لديه رقاقة تحديد الموقع، وأتوقع أنك ذهبت إلى هذا الاختيار, |
bu seçeneği defalarca konuştuk. | Open Subtitles | لقد تحدثنا عن هذا الاختيار مرات عديدة |
Bajrangi'nin yüzüne tüm kapılar kapanınca ...çocuğu ailesine kavuşturmak için sadece bu seçeneği kalmıştı. | Open Subtitles | وعندما فشلت كل الخيارات الأخرى .. "كان Bajrangi فقط هذا خيار واحد اليسار إلى توحيد لها مع والديها." |
Bajrangi'nin yüzüne tüm kapılar kapanınca ...çocuğu ailesine kavuşturmak için sadece bu seçeneği kalmıştı. | Open Subtitles | وعندما فشلت كل الخيارات الأخرى .. Bajrangi فقط كان هذا خيار واحد ترك لاعادة توحيد لها مع والديها. |
Senin genç halin bile bu seçeneği dikkate almazdı. | Open Subtitles | لا أظن إنّك في شبابك كنت ستعتبر هذا خياراً. |
Üçüncüsü, denetim. bu seçeneği düşünmemiz gerektiği kesin. | TED | ثالثًا، يمكننا التفكير في التنظيم، وبالتأكيد علينا أن نفكر في هذا الخيار. |
bu seçeneği atlarsak... geriye sadece bir ihtimal kalıyor: | Open Subtitles | و لو إستبعدنا هذا الخيار فيبقى إحتمال وحيد |
Tamam, işim aslını düşünüyorum ve rol yapacak durumda da değilim, ama ona karşı hislerim olabilir ve bu seçeneği açık tutmak istiyorum. | Open Subtitles | ولكنّي لست مستعداً للقيام بالخطوة التالية ،ولكن قد أملك مشاعراً تجاهها ،وأودّ ترك هذا الخيار مفتوحاً |
Bu işin arkasında her kim varsa bu seçeneği çok daha ince hesaplarla ve etkili bir biçimde ortadan kaldırmıştır. | Open Subtitles | الشخص الذي خلف هذا ألغى هذا الخيار. عن طريق حسابات كثيرة ونفقات كبيرة. |
En azından bu seçeneği görmeyi bebeğimize borçluyuz. | Open Subtitles | نحن مدينون للطفل لاكتشاف ما لا يقل عن هذا الخيار |
Yapabilsem, yapardım ancak bu seçeneği bırakmayacağını düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | لو كنت أستطيع لفعلت َ... ولكنى أعتقد أنك لن تترك لى هذا الخيار |
-Sana bu seçeneği veriyorum. | Open Subtitles | سأعطيك هذا الاختيار |
Senin genç halin bile bu seçeneği dikkate almazdı. | Open Subtitles | لا أظن إنّك في شبابك كنت ستعتبر هذا خياراً. |