| Bak, o bir uzaylı değil, ama bu video var olmamalı. | Open Subtitles | لم يكن مخلوقا فضائيا لكن هذا الفيديو لا يجب أن يبقى |
| bu video görünmezi görünür kılmanın başlıca bir örneği. | TED | هذا الفيديو مثال رائع لجعل غير المرئي مرئي |
| bu video gerçek avlanmada görüş açıklığını gösteriyor. Soldaki erkeğin, ve sağdaki ise dişinin. | TED | ويرينا هذا الفيديو مدى الرؤية الحقيقي للمطاردات لذكور الأسود من ناحية اليسار ولإناث الأسود من اليمين |
| bu video, Sue Sylvester'a verici olmaya başlaması için ilham verdi. | Open Subtitles | حسنا , ذلك الفيديو ألهم سو سلفستر للبدء في العطاء |
| Önce, bu VCR kablosunu güvenlik kamerası sistemine takıyorum, işte böyle... ..sonra, taktığım ve biz çalışırken çekilmiş bu video.. | Open Subtitles | أولاً، أوصّل هذا المشغّل، بنظام التصوير الأمني، هكذا. ثم أدخل هذا الشريط لنا ونحن نعمل في عرض مستمر. |
| Bu bir animasyon değil. bu video, camdan bakan astronotun çektiği bir video. | TED | هذه ليست رسوم متحركة هذا فيديو صوره رائد فضاء من نافذة المحطة |
| Günümüzde, yaptığım bu video en çok ilgi gören videom. | TED | واليوم، هذا الفيديو الذي قمت به هو الأكثر شعبية. |
| bu video Lisa Mallette'nin iki biyonik bacak takıldıktan hemen sonraki durumunu gösteriyor. | TED | هذا الفيديو يظهر ليزا ماليت مباشرة بعد حصولها على عضويين آليين |
| Size neden bunun içinin boş olmadığını bu video ile göstereceğim. | TED | أنا بصدد أن أريكم أن هذا ليس بصخب زائف في هذا الفيديو. |
| CDC isimli site belirir ve bu video bütün olayı anlatır. | TED | يظهر لكم موقع الوقاية والسيطرة على الأمراض، ويحكي هذا الفيديو كامل القصة على نحو أساسي. |
| Fakat geçen sene Nisan'da bu video elime geçti. | TED | ولكن وفي شهر إبريل من العام الماضي، تمكنت من الحصول على هذا الفيديو. |
| Takımımızın bu video ve nasıl bu kadar başarılı olduğu hakkında uzun bir süre tartıştı. | TED | لقد أجرى فريقنا الكثير من النقاش حول هذا الفيديو ولماذا كان ناجحًا للغاية. |
| bu video semenderlerin, tamamen işlevsel, yeni bir bacak oluşturmalarını sağlayan inanılmaz yeteneklerini gösteriyor. | Open Subtitles | هذا الفيديو يظهر لنا قدرة السحالي المذهلة لاعادة بناء طرف كامل |
| bu video Amerika vatandaşlarının kafaları örtülüp, bağlanarak anayasal haklarının ihlal edildiğinin açık bir göstergesidir. | Open Subtitles | هذا الفيديو يظهر مواطنين أميركيين مقيدين معاً و ما هو واضح أنه انتهاك صريح |
| Bir dakika önce internete yüklenen bu video sayesinde olayı doğruladık... | Open Subtitles | ولدينا تأكيدات عبر هذا الفيديو الذى تم تحميله على الانترنت منذ دقائق معدودة |
| Pekâlâ. Vay canına. Bence bu video her şeyi anlatıyor. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد ذلك الفيديو يوضح أكثر من ما تخيلت |
| Çünkü bu video şok ettiği halde, tüm hikayeyi anlatmadı. | Open Subtitles | لأنه رغم ان ذلك الفيديو كان صادماً لم يقم برواية القصة كاملة |
| Theissens'in giyim koleksiyonuna destek veriyormuş ama belli ki bu video ortaya çıktıktan sonra onu kovmuş. | Open Subtitles | كان يدعم تصميم ملابس (ثيسينس)، ولكن من الجليّ أنّه طرده بعد إنتشار ذلك الفيديو. |
| Brill, bu video kasetin Pintero'yu ikna edeceğini söyledi. | Open Subtitles | ملاحظة بريل تقول أن هذا الشريط هو ما تحتاج لأقناع بيتيرو. |
| Bakın, bu video kaset bütün sorularınızı cevaplayacak. | Open Subtitles | اسمع ، سيجيب هذا الشريط المصور على جميع أسئلتك |
| bu video onun bilgisayarından çıktı. | Open Subtitles | .هذا فيديو قد سحبته من حاسوبه |
| Ve bu video ev içi şiddeti önlemek için 26,000 dolar kazanç getirdi. | TED | وقد ألهم الفيديو أكثر من 26،000 دولار من التبرعات لإنهاء العنف المنزلي. |
| bu video, yaklaşık bir yıl önce yüklenmiş. | Open Subtitles | هذا الفيديو تم رفعه لشبكة الإنترنت قبل حوالي سنة. |