Bir hafta önce bu yapraklar dolgun, nemli ve lekesizdi. | Open Subtitles | قبل اسبوع كانت هذه الأوراق سمينة، رطبة، وبدون شائبة |
bu yapraklar, uzay ve zamandaki bozulmalar yüzünden değişti. | Open Subtitles | هذه الأوراق قد تغيرت بفعل الخلل في الزمكان |
Burası Bushfelt bölgesi kuru ve muhtemel yangınlar için müsait ve bu ağaçların yaptıkları şeye gelirsek, bunların ağacın üst dalları olduğunu hayal edin ve burası yer seviyesi geriye kalan kısımların ağacın bütün gövdesinin yeraltına yayıldığını düşünün ve yüzeyde sadece bu yapraklar görünüyor. | TED | وهي منطقة بوشفيلت الجافة و المعرضة للعديد من الحرائق إذن إن ماتسببت به الأشجار هو إذا أمكنكم تصور أن هذا هو تاج الشجرة و هذا هو مستوى الأرض تصوروا أن الأمر برمته أن الجزأ الأكبر من الشجرة بأكملها نزح تحت الأرض و ماتبقى منها هو هذه الأوراق الموجودة على السطح |
bu yapraklar ıslak. | Open Subtitles | ، هذه الأوراق مبتلة |
bu yapraklar gölgede kalacağı için hiç meyve vermeyecek. | Open Subtitles | هذه النباتات ستكون في الظل لذلك لن نحصل على أيّ فاكهة جيّدة منها |
bu yapraklar çok yakın bir zamanda çiğnenmiş | Open Subtitles | هذه النباتات تم سحقها حديثا |
Mesela, " bu yapraklar çok sert." | Open Subtitles | -مثل,تعرف هذه الأوراق قاسية |