Kayıp oyun taşlarını bulabilmek için ilk fırsatta cezaevi müdürü ile konuşacağım. | Open Subtitles | سأخاطب المأمور بأوّل فرصة تتاح لي لإيجاد بعض قطع اللعبة المفقودة، اتفقنا؟ |
Kayıp oyun taşlarını bulabilmek için ilk fırsatta cezaevi müdürü ile konuşacağım. | Open Subtitles | سأخاطب المأمور بأوّل فرصة تتاح لي لإيجاد بعض قطع اللعبة المفقودة، اتفقنا؟ |
Cevap bulabilmek için yalınlık üzerine bir kitap satın almıştım. | TED | اشتريت كتابًا يتحدث عن البساطة في محاولة للعثور على إجابات. |
Bunu bulabilmek için derin su korkumu yenmem gerekti. | TED | و قد كان عليّ أن اتغلب على خوفي من المياة العميقة لأجد واحدة منها |
Doğal bir ormandan en son geriye kalanları bulabilmek için bir ulusal parkı inceliyoruz. | TED | نستعرض حديقة وطنية لنجد آخر بقايا غابة طبيعية. |
İnsanlar bazen, gizli doğruyu bulabilmek için bazı şeylerin yüzeyini kazıma zahmetine katlanırlar. | Open Subtitles | نادراً ما يقع الناس فى متاعب خدش أسطح الأشياء للبحث عن الحقيقة التى تكمن فى الداخل |
İlkel atalarımız, evleri ve canları tehlikede olunca bilinmeyen yerlere yol almaya daha iyi fırsatlar bulabilmek için cesaret ettiler. | TED | وعندما أدرك أسلافنا الأوائل أن مساكنهم ومعيشتهم في خطر، غامروا بإيجاد طريقهم وسط بيئات غريبة بحثاً عن فرص أفضل للعيش. |
Satıcıyı bulabilmek için kullan at telefonun seri numarasını kullandım. | Open Subtitles | استخدمت الرقم التسلسلي للهاتف المحروق لتعقب المزود |
Yeterli yiyecek bulabilmek için sazlıktan sazlığa hareket etmek gerekir. | Open Subtitles | لإيجاد الطعام، ينبغي بك الترحال من غور قصبٍ إلى آخر |
Zayıf noktasını bulabilmek için zaman kazanmaya çalıyordum, ama hiç olmadığını düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | إعتقدت بأني يمكن أن أكسب بعض الوقت لإيجاد نقطة ضعفه لكن بدأت أعتقد أنه ليست لديه نقطة ضعف |
Yeşil kuşakta ki Dünya benzeri gezegenleri bulabilmek için şu an ki en iyi fikir soğumuş, sönükleşmiş yıldızların çevresine bakmaktır. | Open Subtitles | في الوقت الراهن ، أفضل أمل لدينا لإيجاد كوكب شبيه بالأرض قابل للسكن هو البحث حول النجوم الباردة خافتة الضوء |
En iyi hediye fikirlerini bulabilmek için interneti ve mağazaları taradık. | Open Subtitles | لقد جلبهم لل الإنترنت والمحلات التجارية للعثور على أفضل هدية الأفكار. |
Gerçek aşka giden yolu bulabilmek için, karşılıklı anlayış ve hoşgörü gereklidir. | Open Subtitles | يستغرق التسامح والتفاهم للعثور على قناة الحب الحقيقي |
Anne ayılar, yemek bulabilmek için yavrularını karın erimeye başladığı aşağıdaki kıyılara götürmeli. | Open Subtitles | للعثور على الطعام، يجب أن تقود الأمّهات أشبالها للأسفل للساحل حيث سيكون الثلج في مرحلة الذوبان بالفعل |
Bunun gibi bir çift bulabilmek için bütün dükkanları gezmek zorundayım. | Open Subtitles | سأضطر للذهاب لكل المتاجر بمقاطعة السروايل لأجد مثله |
Şunu bilmenizi istiyorum ki bundan sorumlu olan kişiyi bulabilmek için elimizden geleni yapıyoruz. | Open Subtitles | نريدك ان تعرف اننا نفعل كل ما بوسعنا لنجد الشخص المسؤول |
Bir iş bulabilmek için şehre taşındı ve bir daha da kendisinden haber alamadım. | Open Subtitles | انتقلت إلى المدينة للبحث عن عمل ولم أسمع عنها شيئا مجدداً |
Bu saatte bulabilmek için bütün şehri dolaşmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | توجب علي تمشيط المدينة بحثاً عن هذا في هذه الساعة |
Ben de yangından beri hesabına ulaşan kişilerin I.P. adresi bulabilmek için banka ile görüşüyorum. | Open Subtitles | و أنا أقوم بالعمل مع المصارف لتعقب عنوان البروتوكول عمنّ قام بالدخول إلى حساباتك منذ حريق شقتك |
Burada yaşayan insanların çoğunluğu; ya kıyı köylerde balıkçılık yaparak yaşıyorlardı, ya da göçebelerdi, çevrede su bulabilmek için dolaşıyorlardı. | TED | معظم الناس الذين عاشوا هنا سواء على الساحل او في القرى او صيد الاسماك او البدو الذين يتنقلون في الجوار بحثا عن الماء. |
Umarım onu bulabilmek için Artax Ağını kullanmak yeterli olur. | Open Subtitles | و آمل ان يكون هذا كافي لإستخدام شبكة أرتاكس لإيجاده |
Peşini kaybettim ve sonra çıkışı bulabilmek için tekrar dönüp aramam gerekti. | Open Subtitles | حسن ، لقد فقدت أثره فعدت أدراجي بضع مرات حتى وجدت المخرج |
O burada ve... seni bulabilmek için zaman kaybediyor. | Open Subtitles | إنه هنا، يضيع وقته باحثاً عنك في الوقت الحالي |
Konektomları bulabilmek için tüm nöronları aynı anda görmemiz gerekiyor. | TED | و من أجل إيجاد الشبكات العصبية، يجب أن نرى كل الخلايا العصبية في الوقت ذاته. |