Onlara bugünkü postayı kontrol etmelerini söyledim gecikmiş ödememizi bulacakları yer orasıydı onlar da buldular, yani ışıklar kısa bir süre içinde gelir. | Open Subtitles | طلبت منهم فحص بريدهم اليوم، حيث سيجدون تسديدنا المتأخّر، وهو ما فعلوه, لذلك يجب أنْ يعود التيار قريباً |
Sekiz yıl içinde bir yolunu bulacakları düşünmüşlerdi. | Open Subtitles | في الأعوام الثمانية عندما كان هناك بالأعلى، إنهم سيجدون الحل. |
O ve bize gelince, gerçekten kan çıkacaksa bile, yüzyıllar sonra burada bulacakları şey orman olacak. | Open Subtitles | وبالنسبة لنا وله لو كان الدم هو ما سينسكب من هنا وحتى 1000 عام فالزعيم هو ما سيجدونه هنا |
Bu adamlar, kesinlikle bulacakları şeyi bilerek gelmiş. | Open Subtitles | لقد قدم هؤلاءِ وهم يعرفون ما سيجدونه بالضبط. |
Bu hiçbir şeyi kanıtlamaz, eğer o dosyalara bakarlarsa kesinlikle bulacakları tek şey senin parayı zimmetine geçirdiğin olur. | Open Subtitles | هذا لا يثبتُ شيئاً , والأمر الوحيد وبالطبع سيعثرون لو ألقوا نظرة على هذه الملفات بأنكَ من إختلست المال. |
O dosyalara baktıklarında bulacakları tek şey senin parayı zimmetine geçirdiğin olur. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي سيعثرون عليه إذا نظروا لتلك الملفات، أنك أنت من اختلس ذلك المال. |
Sekiz yıI içinde bir yolunu bulacakları düşünmüşlerdi. | Open Subtitles | في الأعوام الثمانية عندما كان هناك بالأعلى، إنهم سيجدون الحل. |
Benim parçalarımı sen gebermeden önce bulacakları ne malum? | Open Subtitles | لماذا تظن أنهم سيجدون ما يكفي لقبري قبل أن تموت؟ |
Üzerinde bulacakları tek kanıt seninki olacak, sen ve senin kirli işlerin, | Open Subtitles | الدليل الوحدي سيجدونه عليك أنت وأعمالك القذرة |
- Hala ne bulacakları konusunda endişeliyim. | Open Subtitles | - مازلت قلقاً مما سيجدونه |
Sanırım ölüyor. Bu onu bulacakları anlamına geliyor. | Open Subtitles | أظن أنه يحتضر مما يعني أنهم سيعثرون عليه. |
bulacakları da o kanıtlar olacak. | Open Subtitles | وهذا ما سيعثرون عليه |