"bulamıyorlar" - Traduction Turc en Arabe

    • يعثروا
        
    • لم يجدوا
        
    • يجدوه
        
    • يستطيعوا إيجاد
        
    • يستطيعون إيجاد
        
    • يستطيعون العثور
        
    • ولن يجده
        
    Senin gezegenindeki insanlar binlerce gül ekiyor ama yine de aradıklarını bulamıyorlar. Open Subtitles النّاس حيثُ تعيش زرعوا آلاف من الورود ولم يعثروا علي ماكانوا يبحثون.
    Senin gezegenindeki insanlar binlerce gül ekiyor ama yine de aradıklarını bulamıyorlar. Open Subtitles النّاس حيثُ تعيش زرعوا آلاف من الورود ولم يعثروا علي ماكانوا يبحثون.
    Kalıntıları bulamıyorlar çünkü birlikte götürüyor. Open Subtitles انهم لم يجدوا البقايا لانها تذهب الى المجزر
    Bie zehir izi bulamıyorlar, muhtemelen yanlış bir şey var. Open Subtitles لم يجدوا أثراً لسمِ. ربما شيئاً ما خاطئاً.
    Onu bulamıyorlar ve benim hâlâ "acil durumda aranacak kişi" olduğumu sanıyorlar. Open Subtitles لم يجدوه و لازالوا يظنونني من يلجأون إليه بالطوارئ
    Oynayacak başka birini bulamıyorlar mı? Open Subtitles ألم يستطيعوا إيجاد أحد آخر ليلعبوا معه ؟
    Baro numarasını bulamıyorlar. Open Subtitles لا يستطيعون إيجاد رقم العضوية فى النقابة
    Orayı yönetecek birisini bile bulamıyorlar. Harvey... Open Subtitles أنهم لا يستطيعون العثور على أي شخص لإدارة المكان بعد الآن.
    Bazı adamlar benim adımı bulmak için bir listeyi araştırıyorlar, bulamıyorlar Open Subtitles شخصاً مسكين سوف يبحث عن أسمى فى القوائم كلها ولن يجده
    Ama döndüklerinde sürüyü hiç bir yerde bulamıyorlar. Open Subtitles لكن عندما عادوا لم يعثروا على القطيع بأي مكان
    Silahı bulamıyorlar. Open Subtitles لم يستطيعوا ان يعثروا على المسدس
    Ama uçak indiğinde bir şey bulamıyorlar. Open Subtitles لكن عندما هبطت الطائرة, لم يجدوا أي شيء.
    Bir şey bulamıyorlar,çünkü doğa üstü. Open Subtitles - لم يجدوا شيئاً . الأمر خارق للطبيعة
    Annesini bulamıyorlar. Open Subtitles لم يجدوا أمه
    Menajerlerine ulaşmaya çalışıyoruz ama onu bulamıyorlar. Open Subtitles نحاول الاتصال في بلدة الممثلين ولكنهم لم يجدوه حسنا نحتاج الى هذا الغلاف
    Peşindeler; sadece onu bulamıyorlar. Open Subtitles انهم يبحثون عنه لكنهم لم يجدوه
    Görünüşe göre 7/24 orada duran nöbetçiler varmış ama hiçbirini bulamıyorlar. Open Subtitles ‫يبدو أنه تواجد الحراس في الخدمة ‫على مدار الساعة ‫لكنهم لم يستطيعوا إيجاد ‫أي واحد منهم سوى الضحايا
    Bu parayı alacak banka bulamıyorlar. Open Subtitles إنّما لا يستطيعون إيجاد أيّ مصرف سيقبل إيداعه عنده.
    Titreşimlerimizi algılıyorlar ama bizi bulamıyorlar. Open Subtitles إنهم يشعرون باهتزازاتنا لكنهم لا يستطيعون العثور علينا
    Bazı zavallılar benim adımı bulmak için listeler araştırıyorlar, bulamıyorlar... Open Subtitles شخصاً مسكين سوف يبحث عن أسمى فى القوائم كلها ولن يجده

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus