"buluşacağını" - Traduction Turc en Arabe

    • سيقابل
        
    • ستقابل
        
    • ستلتقين
        
    • ستقابلك
        
    • سيلتقي
        
    • سيقابلكِ
        
    • ستلاقيني
        
    • ستقابلين
        
    • سيقابله
        
    • لمُقابلة
        
    • ستقابلنا
        
    • ستقابليني
        
    Bir arkadaşım bugün yerel pazarda biriyle buluşacağını söyledi. Open Subtitles صديق أخبرنى أنه سيقابل عميل هنا فى السوق المحلى
    Kaynağım Polo'nun orada bir meclis üyesi ile buluşacağını söyledi. Open Subtitles مصادري تقول ان "بولو" سيقابل رجل قنصلية موجود في جدولة
    Bana onun yaşIı bir kadınla buluşacağını söyledi. Open Subtitles ‫قال لي أنها كانت ستقابل ‫امرأة أكبر سنا
    California'dan eski dostlarla buluşacağını düşünüyor. Open Subtitles انه يفكر أنه ربما أنت ستلتقين ببعض الاصدقاء القدامى من كاليفورنيا
    Motel'de seninle buluşacağını sanmıştı. Open Subtitles لقد اعتقدت أنها ستقابلك بالفندق
    Bizimle evde buluşacağını söylemiştin. Open Subtitles لقد قال بأنه سيلتقي بنا في المنزل
    Benimle de burada buluşacağını sana söylemedi değil mi? Open Subtitles لم يخبركِ بأنه سيقابلكِ هنا، أيضاً، صحيح؟
    Benimle gösteriden önce burada buluşacağını söyledi ama hâlâ gelmedi ve... Open Subtitles لقد قالت أنها ستلاقيني قبل وقت العرض مباشرة, وها قد أتى الوقت... لكنها لم تأتي بعد و... ...
    Yemekte sapkın bir katille buluşacağını düşündüm. Open Subtitles لقد اعتقدت أنك ستقابلين قاتلاً مهووساً على اغذاء ، كنتُ قلقاً
    Anatoli'nin köstebekle bu gece Cobalt Hotel and Spa'da buluşacağını öğrendik. Open Subtitles لدينا معلومة أن أناتولي سيقابله أو يقابلها في فندق كوبالت هذه الليلة
    Uzun, gizemli bir yabancıyla buluşacağını da söyleyebilirdin. Open Subtitles كأنّك ستقول أنّه كان سيقابل رجلاً غريباً طويل القامة
    Amador'un Los Angeles'ta ismi Marcus Alvers olan bir adamla buluşacağını düşünüyor. Open Subtitles تعتقد أن (أمادور) سيقابل رجلاً هنا فى "لوس أنجلوس" يدعى (ماركوس ألفيرز)
    Her neyse, tam burada, Aiden sadece Leo ile buluşacağını sanıyor. Open Subtitles على كل حال في هذا الوقت كان "ايدن " يعتقد "انه فقط سيقابل "ليو
    Carlo, Cuma gecesi bir müşterisiyle buluşacağını söyledi. Open Subtitles يقول بأنه سيقابل عميلًا ليلة الجمعة
    Kimseye işin ne olduğunu ya da kiminle buluşacağını söylemedi. Open Subtitles ‫لم تخبر أي شخص ‫ما كان هذا العمل ‫أو من كانت ستقابل
    Avukatıyla öğle yemeğinde buluşacağını söyledi. Open Subtitles قالت للتو أنها ستقابل المحامي على الغداء قد يكون هذا مشهد المطعم
    Öldüğü gece onu görmeye gittim ve bana birisiyle buluşacağını söyledi. Open Subtitles عندما ذهبت لرؤيتها ليلة موتها... و وأخبرتنى انها ستقابل شخص ما فيما بعد
    Evet, bugün biriyle buluşacağını sanmıyorum. Open Subtitles حسناً, لا أعتفد بأنك ستلتقين مع أي أحد هذا اليوم
    Akşam yemeği için seninle buluşacağını söylemişti. Open Subtitles قالت أنها ستقابلك من أجل العشاء
    Tamam, biz MI6'la marinanın neresinde buluşacağını biliyoruz. Open Subtitles MIحسناً, نحن نعلم الميناء الذي سيلتقي به مع ال6
    Oh, Dan şimdi aradı, akşam seninle kulüpte buluşacağını söyledi. Open Subtitles أوه، لقد اتصل ( دان ) وهو يقول بأنه سيقابلكِ في النادي فترة الظهيرة
    Yaz kampından bir arkadaşınla buluşacağını sanıyordum. Open Subtitles لكن لماذا تهتمين ؟ اعتقد انك ستقابلين صديقة قديمة من معسكر في الصيف
    Doğru, Nathan onunla buluşacağını söylemişti. Open Subtitles أجل، لقد قال (ناثان) أنه كان سيقابله. لقد اغتسل للتو، وخرج من هنا.
    Ve şimdi, mükemmel adam ile Boathouse'da buluşacağını sanıyor. Open Subtitles والآن هي تعتقد انها ذاهبة للمرفأ لمُقابلة الرجل المثالي
    Annem bizimle buluşacağını söylemişti. Özür dilerim. Şarjım bitti. Open Subtitles ـ قالت والدتي إنّك كنت ستقابلنا ـ أعتذر، نفذ شحن هاتفي
    - Benimle Tendyne'da buluşacağını sanıyordum. Open Subtitles لقد ظننت انك ستقابليني عند تندين

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus