Bir şey yapmaktan ziyade Buna karşılık elimde ne olduğu önemli. | Open Subtitles | المغزى ليس بما فعلت. المغزى هو ما سأحصل عليه في المقابل |
Buna karşılık etiketi olmayanlar göze çarpıyor. | TED | ونقوم في المقابل أيضاً، بتسليط الضوء على من ليس لديهم هذا الملصق. |
Buna karşılık, General Tso'nun tavuğu var Bu aslında 1970'li yılların başında New York'ta başladı Ben de bu yüzden, 1970'li yılların başında New York'ta üniversite başlamadan itibaren,Yani.. | TED | وفي المقابل ، لدينا دجاج الجنرال تسو الذي بدأ فعلا في مدينة نيويورك في أوائل السبعينيات، كما كنت قد بدأت في جامعة مدينة نيويورك في بداية السبعينيات ، لذلك... |
Buna karşılık yeni bir hücremiz var. | Open Subtitles | و53 وفي المقابل حصلنا على زنزانة جديدة |
Oysa Buna karşılık, büyük bir öfkeyle senin hatalarını arıyorum. | Open Subtitles | لكن بدلا من ذلك سأتبعك عائدين إلى حكايتنا حكاية الصخب والعنف |
Buna karşılık, bize sıcaklık ve ışık ve kendine de hayat verir. | Open Subtitles | فى المقابل.. فهى تعطينا الدفء الضياء و الحياه نفسها |
Buna karşılık | Open Subtitles | وكردة فعل عليها |
Buna karşılık, tutuklama emrini 6 saat askıya alacaksın. | Open Subtitles | وتدير القمر الصناعي للست ساعات القادمة ولا تلاحق |
Yani dolu bir hayat, eğer her üçüne sahipseniz, toplamı parçalardan daha büyük. Buna karşılık, üçünden hiçbirine sahip değilseniz, | TED | بمعنى آخر: الحياة الكاملة, الكل أكبر من مجموع أجزائه لو كان لديك الثلاثة اجزاء على النقيض إذا لم يكن لديك ايا من الثلاثة, |
Buna karşılık şiddetli el yanıkları gerçekten büyük bir tehlike. | Open Subtitles | و لكن في المقابل, الحرق الناتج عن لف الخيط حول العنق حقيقي و هو خطر أزلي دائم |
Buna karşılık, hükümet din adamlarına yönelik bazı kısıtlamalarını gevşetecek. | Open Subtitles | في المقابل ، فإن الحكومة ترخي بعض القيود المفروضة على رجال الدين |
Buna karşılık başkente doğru uçan bir kuşumuz var. | Open Subtitles | في المقابل , نحن ايضا لدينا صاروخ متوجه نحو العاصمة |
Buna karşılık başkente doğru uçan bir kuşumuz var. | Open Subtitles | في المقابل , نحن ايضا لدينا صاروخ متوجه نحو العاصمة |
Eğer bunu yapmayı reddedersem öldürülürüm ve Buna karşılık yeni birisi bunu güle oynaya yapar. | Open Subtitles | إذا أنا أرفض القيام بذلك، أنا سيقتلون، ورجل جديد سوف نفعل بابتهاج بدلا من ذلك. وسوف تضيع، أيضا. |
Buna karşılık küçük şeylerden, özel bir zevk alıyor. | Open Subtitles | بدلا من ذلك فهي تستمتع بالحبوب الصغيرة |
Buna karşılık küçük şeylerden, özel bir zevk alıyor. | Open Subtitles | بدلا من ذلك فهي تستمتع بالحبوب الصغيرة |
Buna karşılık, size bombaların yerini ve rehinelerin kurtulmaları konusunda yardım edeceğim. | Open Subtitles | فى المقابل سأساعد فى إيقاف القنابل وتحرير الرهائن |
İsrail de Buna karşılık olarak Gazze ve Eriha bölgelerinden birliklerini geri çekip, Batı Şeria ve Gazze'de idareyi Filistin'e devretti. | Open Subtitles | فى المقابل تعهدت اسرائيل بسحب قواتها من غزة واريحا وتحويل السلطة المدنية فى الضفة الغربية وغزة الى الإدارة الفلسطينية |
Buna karşılık | Open Subtitles | وكردة فعل عليها |
Buna karşılık, tutuklama emrini 6 saat askıya alacaksın. | Open Subtitles | وتدير القمر الصناعي للست ساعات القادمة ولا تلاحق |
Ama Buna karşılık, uzaklarda gelişmekte olan dünyada, ortalama bir ailenin amacı günlük yiyecek almaktı. | TED | وعلى النقيض من هذا كان العالم النامي بعيدا جدا عن هذا المستوى فقد كان طموح العائلات هناك توفير لقمة العيش ليوم واحد فحسب |