Kibarca reddedip zayıf bir şekilde buna layık olmadığını söylemen geleneğe dahil. | Open Subtitles | و من المعتاد أن ترفض في أدب و تقول بضعف انك لا تستحق ذلك |
Sadece delikten geçebilenler, buna layık olabilir. | Open Subtitles | أن كنت تستحق ذلك يمكنك الذهاب وفعلها |
buna layık mısın, göreceğim. | Open Subtitles | سأرى إذا كنت تستحق ذلك |
Hayır, çirkin sözlerin kabulum 'çünkü buna layık olduğunu kendime söyledim.O çalışma buna değer. | Open Subtitles | -لا، لقد تحمّلت إسائتك لأنني أخبرت نفسي أنك كنت تستحق كل هذا العناء. والعمل كذلك يستحق |
O buna layık. | Open Subtitles | إنها تستحق ذلك |