Etraftaki çocuklar buna sahip bile değiller. | Open Subtitles | الآطفال هنا ليس لديهم ذلك الوعي. |
Çoğu insan buna sahip değildir. | Open Subtitles | وليس الكثيرون لديهم ذلك |
Yeni şeylerle doluyum, güzel şeylerle... Bir sürü yeni parçayla doluyum, buna sahip olduğumu bilmiyordum. | Open Subtitles | أنه كمان جميل، ومليئ بالألحان روبي لم أعلم أني أملك الموهبة |
Yeni şeylerle doluyum, güzel şeylerle... Bir sürü yeni parçayla doluyum, buna sahip olduğumu bilmiyordum. | Open Subtitles | أنه كمان جميل، ومليئ بالألحان روبي لم أعلم أني أملك الموهبة |
Erkekler için kötü hissediyorum, çünkü buna sahip değiller. | TED | لذا أشعر بالسوء تجاه الرجال لأنهم لا يملكون ذلك. |
Kızların olması hakemlerin hoşuna gider ve Warblerlar buna sahip değil. | Open Subtitles | الحكام يحبون الطابع النسوي، والـ(واربلرز) لا يملكون ذلك. |
Onlar zaten buna sahip, William. | Open Subtitles | .(أجل, حسنٌ, إنّ لديهم ذلك بالفعلِ يا(ويليام |